| - Adamım, bu kaba boşuna mı işedim şimdi ben? | Open Subtitles | هذا يعني أنني تبولت في كأسي من أجل لا شيء؟ |
| 14 saat direksiyon kullandım ve bardağa işedim ama geldim işte. | Open Subtitles | قدت لمدة 14 ساعة متواصلة تبولت في كوب، لكني هنا الآن |
| Evet, sen de üzerime işedin. Ödeşmiş olduk. | Open Subtitles | ولكنك تبولت علي أعتقد أننا متعادلان الآن |
| Bara işedin. Burada bu hoş karşılanmaz. | Open Subtitles | إنّك تبولت على الحانة، وهذا شيء غير مقبول هنا. |
| Size tuvaletim var dedim ve şimdi altıma yaptım. | Open Subtitles | لقد قلت اننى احتاج للذهاب للحمام والان انا تبولت على نفسى |
| Cesedin üstüne işedim. Bundan kimlik tespiti yapabilirler mi? | Open Subtitles | تبولت على الجثة أيمكنهم تحديد هوية صاحب البول؟ |
| Cesedin üstüne işedim. Bundan kimlik tespiti yapabilirler mi? | Open Subtitles | تبولت على الجثة أيمكنهم تحديد هوية صاحب البول؟ |
| Merak ediyorsan... bu sabah balkondan aşağı işedim. Şimdi defol git. | Open Subtitles | لقد تبولت من على الشرفة صباح اليوم وهذا لا يعنيك أبداً، اغربي عن وجهي |
| Evet,ama ne yazık ki önceden işemiştim. Bu yüzden bu sefer az işedim. | Open Subtitles | نعم ، لكن لسوء الحظ تبولت مسبقاً لذا تبولت قليلاً |
| Ben kilisesi olan bir sokağa işedim. | Open Subtitles | تبولت في زقاق .. الذي صادف انه كان تابع للكنيسة |
| Bana çok kızdı ve bağırdı, ben de külotuma işedim. | Open Subtitles | لقد غضبت مني و صرخت في وجهي و قد تبولت في ملابسي الداخلية |
| - Kahrolası pantalonuna mı işedin? | Open Subtitles | ــ هل تبولت بسروالك؟ ــ أسكت، أسكت |
| - Kahrolası pantalonuna mı işedin? | Open Subtitles | ــ هل تبولت بسروالك؟ ــ أسكت، أسكت |
| çiş kokuyor. Bitkime işedin mi? | Open Subtitles | رائحتها مثل البول هل تبولت على نبتتي ؟ |
| Üniversitedeyken bir kere açık büfeli Köy Bitfeği'nde altıma yapmıştım. | Open Subtitles | عندما كنت في الجامعة تبولت على بنطالي قليلاً في مطعم اللحم الريفي |
| Çünkü o sarışın kadın tüm suratına işedi. | Open Subtitles | ذلك بسبب السيدة الشقراء قد تبولت على وجهك |
| Orada sana gülmelerinin nedeni esprilerin değil altına işediğini sanmalarıydı | Open Subtitles | لقد كانو يضحكون لأنك تبولت على نفسك وليس لأنهم احبوا نكاتك |
| Annem dedi ki sen 3 yaşındayken karşısında durup ayağına işemişsin. | Open Subtitles | أمي قالت أنك تبولت على ساقها عندما كان عمرك 3 سنوات |
| Şimdi sanki donuma işemiş gibi görünüyorum. | Open Subtitles | سيبدو ذلك وكأننى تبولت في سروالي طوال الليل |
| Döndüğünden beri, ağaçmışım gibi üzerime işeyip durdun. | Open Subtitles | منذ ان عدت الى هنا تبولت على كما لو كنت شجره |
| İlk savaşıma gittiğim gün İskoç eteğime işemiştim. | Open Subtitles | لقد تبولت في تنورتي للمرة الأولى عندما دخلت المعركة |
| Sen benim karnıma vurmuştun, dostum! Ve üzerime işemiştin! | Open Subtitles | انت ضربتني على معدتي انت تبولت علي يا رجل |
| Stewie, halıya çiş yaptığın için mi sinirlisin? | Open Subtitles | ستيوي ، هل انت غاضب لانك تبولت على السجادة ؟ |
| Balinalar suya mı işiyor? | Open Subtitles | هل تظن ان الحيتان تبولت في هذه المياه |
| Fisher, eğer onun üzerine işersen seni öldürürüm. | Open Subtitles | فيشر إذا تبولت على السجادة الإيرانية سوف أقتلك |
| "Ben Veronica. Çok ciddiyim ve ellerim de sidikli." | Open Subtitles | أنا فرونيكا أنا جاده جداً ولقد تبولت على يدي |