Arabanın içine kusma. Ne olursa olsun arabaya kusma. | Open Subtitles | لا تتقيأ في السيارة مهما حدث لا تفعل هذا |
Sakın kusma,şimdi olmaz,onun yanında. | Open Subtitles | لا تتقيأ , ليس الآن , ليس بجانبها. |
Eşim kusuyor. Bir sürü bağırış-çağırış oldu. | Open Subtitles | إن زوجتى تتقيأ كان هناك الكثير من الصراخ |
Ne sipariş ettiğin önemli değil, burada Kusmak evde kusmaktan daha kolay. | Open Subtitles | وبغض النظر عن ما تطلب من الأسهل ان تتقيأ هنا عن البيت |
Sen do majör çalarken o da tüy yumağı mı kusuyordu? | Open Subtitles | "في كل مرة تعزف فيها نغمة "سي كبير تتقيأ كرة شعر |
Önce kızlarımızdan birinin üzerine kusuyorsun ve sonra hiç paran olmadığını söylüyorsun? | Open Subtitles | بداية, تتقيأ على احدى فتياتنا وثانياً, ليس لديك المال |
Dur! Üzerime kusma! | Open Subtitles | {\3cHFFFFFF\bord4}{\1cHFFFFFF\3cHFF0\b1\}توقف لا تتقيأ علي |
Ben ne bileyim. Üzerine kusma yeter. Tamam mı? | Open Subtitles | لا يهم، لكن لا تتقيأ عليه، حسناً |
Sırtüstü değil, kusma ihtimaline karşı. | Open Subtitles | ليس على ضهرك ياعزيز ربما تتقيأ. |
Bir gün şehir dışına çıkıyorum geldiğimde karım kusuyor ve senin kocanla birlikte olduğunu rüyasında görüyor. | Open Subtitles | ثم أعود لأجد زوجتي تتقيأ وتحلم أنها تنام مع زوجكِ |
Hastaydı. kusuyor ve çeşitli yerlerinden sızdırıyordu... | Open Subtitles | لقد كانت , تتقيأ ..وترشح من أماكن مختلفة و |
35 yaşında kadın, çok miktarda kan kusuyor. | Open Subtitles | إمرأة بالخامسة و الثلاثين تتقيأ كمية كبيرة من الدماء |
Kusmak falan isterseniz, bunu arabanın içinde yapın. | Open Subtitles | إذا كُنت تريد أن تتقيأ لا تفعل ذلك في السيارة |
Buraya yoksa arabaya mı Kusmak istersin? | Open Subtitles | أتريد أن تتقيأ هنا أم في السيارة؟ |
Tuvalete eğilmiş, deli gibi kusuyordu. | Open Subtitles | انحنت باتجاه المرحاض وكانت تتقيأ بشدة |
Altı yıl tıp okudun ve hala küçük bir kesikten dolayı neredeyse kusuyorsun. | Open Subtitles | ست سنوات من دراسة الطب وما زلتَ تتقيأ عند رؤية جرح صغير |
Kusura bakma, bizim ufaklık bütün gece kusup durdu. | Open Subtitles | آسفة, ولكن ابنتي الصغيرة كانت تتقيأ طوال الليل |
Hey, hızlı hareket etme, dostum. Belki kusarsın falan. | Open Subtitles | لا تتحرك بسرعه كبيرة ربما تتقيأ أو شئ مثل هذا |
Peki, tuvaletteydim ve bu kızın kustuğunu duydum. | Open Subtitles | حسنا انا كنت في الحمام وسمعت الفتاة تتقيأ |
Randa McKinney üstüne kustu. | Open Subtitles | لأجد رندا مكينى تتقيأ فى كل أرجاء المكان |
Yıllarca, kusmadan bir sahilin yakınına bile gidemedi. | Open Subtitles | لم تقترب من أيّ شاطئ لعدّة سنوات، من دون أن تتقيأ |
- Bebekler üzerine mi kusar? | Open Subtitles | تكون تلك ليلة رائعة هل تتقيأ الأطفال عليك؟ |
- Üç gün aralıksız kustun. | Open Subtitles | يا صاح, كنتَ تتقيأ لثلاثة أيام - كان ذلكَ مختلفاً - |
Seni sen kusana kadar veya bayılana kadar veya ikisi birden olana kadar zorlarlardı. | Open Subtitles | سيضغطون عليك حتّى أن تتقيأ أو يُغمى عليك أو كلاهما. |
Söyleyin bana, bir kadın sabah saatlerinde kusarsa, bu ne anlama gelir? | Open Subtitles | قولي لي ، ماذا يعني عندما تتقيأ السيدة في ساعات الصباح؟ |
Dostum sakın arabaya kusayım deme. | Open Subtitles | يا رجل, إياك أن تتقيأ في سيارتي |