Sen, çok konuşuyorsun. | Open Subtitles | . انك تثرثر كثيراً اذا هدأتني بهذا الشكل فلن اصمت |
Annem dedikodu yapıyorsa, dünya durur. | Open Subtitles | عندما تكون أمّي تثرثر فلا يهمّ أي شيء آخر |
Yüce tanrım, sen neler saçmalıyorsun? | Open Subtitles | عن ماذا تثرثر بحقّ السـّماء؟ |
Durmadan gevezelik etti, ama dediklerini duymadım. Sersemlemiş ve şaşkındım. | Open Subtitles | ظلت تثرثر و تجادل ، ولكني لم أسمع كلامها ، شعرت بأنني في غيبوبة |
Onlarla çene çalma adamım. Onlar dostun değil, rehinelerin. | Open Subtitles | لا تثرثر مع هؤلاء الناس انهم ليسوا اصدقائهم انهم رهائن |
Bazı insanlar o kadar çok konuşur ki, adamın aklı bulaşık teline döner. Bu ne demek, Bob? | Open Subtitles | بعض الناس تظل تثرثر حتى تعود الأبقار إلى البيت, ماذا يعنى هذا؟ |
Şuna bak, kendi kendine konuşuyor. | Open Subtitles | انظري انها واقفة لوحدها و تثرثر |
Yüce Tanrı adına, sen neler zırvalıyorsun böyle? | Open Subtitles | كما تعرف.. عن ماذا تثرثر بحقّ السـّماء؟ |
Hayatımın aşkı orada korkmuş ve yalnız kalmış haldeyken sen burada boş boş konuşuyorsun. | Open Subtitles | أنت تثرثر هنا عن لا شيء بينما حب حياتي هناك وحيد وخائف. |
- Fazla konuşuyorsun kar tanesi. - Senin de kalecin fazla sola çekiyor. | Open Subtitles | أنت تثرثر كثيرًا، أيها المتباهي - وأنت تركت حارس مرماك يُفرط في الانحراف يسارًا - |
Fazla konuşuyorsun... Her kimsen. | Open Subtitles | أنّك تثرثر كثيرًا، أيًا كان أنت. |
Her neyse, bugün buraya geldi ve Omaha'da yattığı her oğlan hakkında dedikodu etti. | Open Subtitles | على أية حال، ستصل اليوم وتأتي إلى شقتي و تثرثر لي عن كل شاب نامت معه في أوماها |
Bir kadın, çok iyi tanımadığı bir adam hakkında bir arkadaşıyla dedikodu yapıyordu. | Open Subtitles | إمرأة ما كانت تثرثر لصديقتها عن رجل بالكاد تعرفه |
Ne saçmalıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تثرثر به؟ |
Günlerdir saçmalıyorsun! | Open Subtitles | أنت تثرثر منذ أيام |
Yerini tespit etmek için yeterince gevezelik etmeni sağlamalıydım. | Open Subtitles | أردت أن أجعلك تثرثر طويلاً بما يكفي لأحدد موقعك. |
Tüm aileye gevezelik eden sensin. | Open Subtitles | ماذا؟ - أنا لم أقل شيئاً - أنت من تثرثر إلى العائلة |
Sağda solda çene çalan bir kadın kadar hiçbir şey bir poker oyununu mahvedemez. | Open Subtitles | ... لا شيء يدمر القمار الجيدة أكثر ... من سيدة تثرثر كثيراً، و |
Bazı insanlar o kadar çok konuşur ki, adamın aklı bulaşık teline döner. | Open Subtitles | بعض الناس تظل تثرثر حتى تعود الأبقار إلى البيت |
Söylemiş olayım, bazen eşim bir şey hakkında öyle saçma sapan konuşuyor ki düşünüyorum da ben bir çift kulaktan fazlasıyım. | Open Subtitles | أحياناً، زوجتي تثرثر وأقولفينفسي: "أنا أكثر من مجرّد أذنين أنا كائن بشري |
Yine ne zırvalıyorsun? | Open Subtitles | عن ماذا تثرثر الان؟ |
Beni o binadan dışarı iterken ve vücudumu yastık olarak kullanırken... çenen düştü. | Open Subtitles | وأخذت تثرثر عندما دفعتني .عبر النافذة خارج المبنى وإستخدمت جسدي كوسادة للهبوط. |
İnsanların ne tepki verdiğini görmek için hep boşboğazlık edersin. | Open Subtitles | عادةً ما تثرثر كي تشاهد ردود أفعالنا |
Şey, geveze, rahatsız edici ve dikkat dağıtıcıydı, ...ve biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين , انها تثرثر و أزعجتني و شتتني و اتعلمين ماذا؟ أنا ممتازة في عمل لفافات الشعر |
- Hücrede bir ay sana düzgün konuşmayı öğretir sanmıştım. | Open Subtitles | ستتعلّم من بقائكَ شهراً في حجز الوجرة ألّا تثرثر مُجدداً. |
İşte şimdi tamamen saçmalamaya başladın. | Open Subtitles | الآن ، أنت تثرثر بالهذيان |