| Böyle bir şeyi kazanmak adını duyurur. Nereye? | Open Subtitles | أن تربحي شيئاً مثل هذا يجعلكِ على بداية الطريق |
| Cinayetten sıyrılmış olabilirsin ama sen kazanmadın. | Open Subtitles | ربمّا تكونين لـُذتِ بالفرار من جريمة قتل ولكنّكِ لم تربحي |
| Peki. Seksten korkuyor olabilir, ama sen seks olmadan kazanamazsın. | Open Subtitles | حسناً, ربما قد يكون خائفاً من الجنس لكنك لن تربحي من دون هذا |
| Kuşkusuz, yeteneklerin göze alındığında, bu müsabakayı kazanman oldukça mümkün. | Open Subtitles | وطبعا بمهاراتك المميزة من المحتمل ان تربحي المسابقه |
| kazandın. Sizden vazgeçemediğim için işimi kaybettim. | Open Subtitles | انتً تربحي لن اذهب للاجتماع لأني لا استطيع العيش بدونك .هل |
| Birşeyler Dağılacak Olursa, Temizlemek Kolay olur.. Beni İncitebilirsin, Ama Sen Bu Savaşı kazanamayacaksın.. | Open Subtitles | اسهل للتنظيف عندما تصبح الامور اكثر فوضوية ربما انك تؤذينني لكنك سوف لن تربحي هذا القتال |
| Yarışmayı kazanamadığın için çok üzgünüz. | Open Subtitles | نحن آسفان لانكٍ لك كما تعلمين لم تربحي المسابقه |
| Ama kazanamadın, sanırım düzen bozulmadı. | Open Subtitles | لكن ثُمَ لم تربحي, لذا أعتقد بأن النظام يعمل بنجاحاً |
| Ve bir dansta bütün vardiyada kazandığını kazanabilirsin. | Open Subtitles | وفي رقصة واحدة.. يمكنكِ أن تربحي ما تجنيه خلال نوبة كاملة |
| şimdi diz çök. daha fazla kazanmak istiyorsan daha fazla çaba göstermelisin. | Open Subtitles | هيا إجثي إذا كنتِ تريدين أن تربحي أكثر فعليك القمار بالأكثر |
| Bana onun için neden kazanmak istediğini söyledin peki kendin için neden kazanmak istiyorsun? | Open Subtitles | هذا لو أردتِ أن تربحي الانتخابات من أجله، لكن ماذا لو أردتِ أن تربحيها من أجلك؟ |
| Sen kazanmak istediğinde taraf seçersin. Ben oynamak istemiyorum. | Open Subtitles | أنت تختاري جانب عندما تريدين أن تربحي أنا لا أريد اللعب حتى |
| Beth, sen bir şey kazanmadın. Polisi aramalısın. | Open Subtitles | بيث انت لم تربحي شئ يجب أن تتصلي بالشرطة |
| Beth, sen bir şey kazanmadın. Polisi aramalısın. | Open Subtitles | بيث انتي لم تربحي شيئا يجب ان تتصلي بالشرطة |
| Beth, sen bir şey kazanmadın. Polisi aramalısın. | Open Subtitles | بيث انتي لم تربحي شيئا يجب ان تتصلي بالشرطة |
| Sığlıkta sörf yaparak Masters yarışmasını kazanamazsın. | Open Subtitles | فأنتي لن تربحي سباق الأماكن المستوية |
| Hangi yolu seçersen seç, kazanamazsın. | Open Subtitles | - أياً كان خيارِك، لن تربحي - أياً كان خيارِك، سيربح هو |
| kazanamazsın, yanılıyor muyum? | Open Subtitles | لا يمكن أن تربحي ، أليس كذلك ؟ |
| Artık dediğimi yapacaksın yoksa kazanman imkânsız. | Open Subtitles | والآن، أنصتي لما أقول وإلا محال أن تربحي |
| Şimdi sen kararını ver zararı ödemek için para kazanman gerek. Böylece burdan gidebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تربحي بعد النقود |
| Belki de hâlâ kazanamamıştın ama şimdi, daha doğrusu yatağıma ölü bir kız yerleştirdikten sonra kazandın. | Open Subtitles | إلا إذا كنت لم تربحي بعد. أو أنك لم تربحي حتى الآن. أو حتى وضعت فتاة مقتولة في سريري. |
| Pekala. Sen kazandın. Ben kaybettim. | Open Subtitles | انت تربحي و اخسر انا هل لديك باقي 20 |
| Biliyor musun, bunu kazanamayacaksın. | Open Subtitles | أتعرفين ؟ أنتِ لن تربحي من هذا |
| Fark etmez. Nasıl olsa kazanamayacaksın. | Open Subtitles | لا يهم ، لن تربحي في كل الأحوال. |
| Tatlım, kazanamadığın için üzgünüm. | Open Subtitles | إني أسفة لإنكِ لم تربحي |
| Ben yaklaşık 300 kere kazandım sense hiç kazanamadın. | Open Subtitles | لقد ربحت 300 مرة وأنتِ لم تربحي أبداً. |
| - kazanabilirsin. | Open Subtitles | ــ ماذا تفعل هنا؟ ــ يمكنِك أن تربحي |
| Bu gerdanlığı istiyorsan, bilim fuarını kazanmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تربحي جائزة المعرض العلمي إذا كنت تريدين الحصول على تلك القلادة |
| kazanamazsınız. Hiç yolu yok. | Open Subtitles | لا تستطيعين ان تربحي لا توجد طريقة تربحي بها |