"تقال" - ترجمة من عربي إلى تركي

• söylenen
• söylemek gerekirse
• söylenmeli
• söylenmedi
• söylenmesi
• söylendi

Birinin elini kaldırdığı an hariç, kâtip söylenen her şeyi kaydedecek.
سيسجل الموظف كل كلمة تقال عدا عندما يرفع شخص ما يده

Hepinizin, hakkınızda söylenen 3. kelimeyi düşünmesini istiyorum veya daha önce doğum yaptıysanız doğum yaptığınız kişiyle ilgili söylenen 3. kelimeyi düşünün.
أريد منكم جميعاً أن تفكروا حول الكلمة الثالثة التي دائما ما تقال عنك أنت أو إن كنت تضعين مولوداً عن الشخص الذي أنجبتيه

Doğruyu söylemek gerekirse, senin eksikliğin en küçük hayal kırıklığım.
الحقيقة يجب أن تقال , غيابك كان الأقل من أحباطي

Sonra da kadından kaçtım, çünkü doğruyu söylemek gerekirse çok saldırgan bir görüntüsü var.
دافع اخر , الحقيقة تقال المرأة كانت تبدو مريبة بعض الشئ

Sekiz büyünün hepsi... doğru zamanda söylenmeli yoksa korkunç şeyler olacak.
كلّ التعاويذ الثمان يجب أن تقال في الوقت المناسب وإلا ستحدث أشياءً فظيعة

Henüz gerçekler söylenmedi, senden daha güçlü üç tane daha var.
لكن الحيقية يجب أن تقال هناك ثلاثة ساحرات أقوى منكِ

Evet, tek söylenmesi gereken Nexus'un bodrum katında olduğu.
نعم ، لكن يجب أن تقال قرب النيكزس في القبو

Çemberde söylenen şeyler şaşırtıcı şekilde gerçek olabilir.
أمور تقال في دائرة لديها طرق مفاجئة لتصبح حقيقية

Hakkımızda söylenen saçmalıkları durdurmamız gerekiyor.
يحب أن نضع حدّاً لسماع الترهات التي تقال عنا.

Kulağına bir şeyler fısılda, otoriter bir tavırla söylenen rahatlatıcı bir cümle.
تهمسي بشيءٍ لهم , عبارة مريحة. تقال بحجة.

Bu, yüksek rakımlardan söylenen bir şaka değil mi?
أتعتبر مزحة تلك التي تقال من إرتفاع شاهق؟

Açıkcasını söylemek gerekirse, polis kayıtlarında adım geçiyorduysa bile arabamda uyuyakaldığımdan ötesi değildir.
الحقيقة التي لابد أن تقال هي إنك إن رأيت اسمي على تقرير شرطة, فالإحتمالا هي أنني كنت في تلك السيارة, نائم ومنتهي

Gerçeği söylemek gerekirse ilk gün sinirlerim gerildi.
الحقيقة يجب أن تقال, اليوم العصيب الأول قد نال مني,

Ama doğruyu söylemek gerekirse ben bu gezegenden değilim millet.
,لكن الحقيقة تقال .أنا لست من هذا الكوكب

Gerçekler söylenmeli. Gizli planlarımızı hiç umursamadın zaten.
الحقيقة تقال, انت لست مكترث بشأن خططنا الخاصة

Evet. Gerçekler söylenmeli.
أجل, الحقيقة تقال

Beni savunmak için tek kelime edilmedi ya da basında hakkımda tek güzel şey söylenmedi.
لم تقال أي كلمة في حق الدفاع عني ولا حتى أي كلمةٍ في الصحف

"Konu hakkındaki en büyük gerçeklik söylenmedi ve herhalde söylenemez de.
"أعلى حقيقة فى الموضوع تظل بدون أن تقال" وربما لا نستطيع قولها

Daha son söz söylenmedi.
الكلمات الحقة لا تقال أبداً.

Bu modeldeki problem söylenmesinde bir kazanç olmayan ama söylenmesi gereken bir çok büyüleyici mesajın olmasıdır.
والمشكلة في هذا ان هناك الكثير من الرسائل المميزة سياسياً يجب ان تقال ولكنها لا تقال لعدم وجود الدعم المادي او انها مكلفة جداً

- Bunların söylenmesi gerekir.
لا داعى... جورج، هذه الأشياء يجب أن تقال

Bir insan tarafından yüzüme hiç beklemediğim sözler söylendi.
قيل لي كلمات لم اتوقع ان تقال الي من قبل شخص آخر.