| Evet ve yarı kocasın hâlâ. Benimle işin bitmedi yani. | Open Subtitles | نعم, وجزء مازال كزوج, لأنك لم تنتهى منى بعد |
| Road Runner roketleriyle... hızlanmanız bittiğinde, saatte 42.000 km hıza ulaşmış olacaksınız. | Open Subtitles | عندما تنتهى تتحرك بقوتك الدافعه لطريقك ستتحرك بسرعه 22,500 ميل فى الساعة |
| Doğuya özgü gecenin nameleri şafakta biter. Ve sabah... | Open Subtitles | انشودة ليلة شرقية تنتهى فى الفجر ،،، و ها هو الصباح |
| İşin bitince, planları ve arta kalan malzemeleri bana vereceksin. | Open Subtitles | عندما تنتهى من هذا السلاح ستقوم بتسليمى المخططات و المـواد |
| Çaresizce, son günden önce ne öğrenebilirsek öğrenmeye bakıyoruz. | Open Subtitles | لقد حاولنا بقدر المستطاع أن نعلم أكثر ما يمكننا قبل أن تنتهى المهلة |
| Fakat şu boşanma işi bitene kadar yapabileceğimiz fazla bir şey yok. | Open Subtitles | ولكن حتى تنتهى إجراءات الطلاق الصغيره هذه فلا يوجد ما نستطيع فعله |
| Doğudaki seçimler bir saate kadar bitiyor, hepimiz diken üstündeyiz. | Open Subtitles | سوف تنتهى الانتخابات فى خلال ساعه و نحن قلقون جميعاً |
| 12 gün geçtiğinde, bir de bakmışsın savaş sona ermiş, kim bilir? | Open Subtitles | هذه الأيام سوف تمر و ربما تنتهى الحرب ، من يدرى ؟ |
| Sağlam sinirler ve cesaret gerektiren bu oyunun sonu ölümle bitebilir. | Open Subtitles | الدوران هو لعبة التحدّى التى قد تنتهى بالموت الإختبار المطلق للجرأة |
| Daha oyun bitmedi. | Open Subtitles | لقد انتهت اللعبه , كلا لم تنتهى بالتأكيد |
| Kaptan James Hook için savaş bitmedi. | Open Subtitles | المعركة لم تنتهى بالنسبة للكابتن جيمس هوك |
| Klonlama işlemi henüz bitmedi, Yargıç Rico. | Open Subtitles | عملية الاستنساخ لم تنتهى ايها القاضى ريكو |
| Burada işin bittiğinde, kamyoneti arkaya çekmeni istiyorum. Anladın mı? | Open Subtitles | عندما تنتهى هناك اريدك ان تاخذ الشاحنة الى الزاوية مفهوم؟ |
| İşi bittiğinde tükenmiş dişi kaplumbağa yarı ölü bir halde denize geri sürünür. | Open Subtitles | و حين تنتهى تعود الأنثى المنهكة إلى البحر ،نصف ميتة |
| Nasıl biter bilmiyorum. Belki de ben bitirmedikçe bitmez. | Open Subtitles | لا اعرف كيف ستنتهى القصة ربما لن تنتهى ابدا حتى اموت |
| Savaş bitince onunla tanışacağına ve eliyle yaptığı sandığı için teşekkür edeceğine eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد بأنكي ستلاقيه بعد أن تنتهى الحرب وتشكريه على ما صنعه بيده |
| 1958'de gizli bilgiler savaşı nihayet son buldu Adolf Hitler'in ölümüyle birlikte. | Open Subtitles | فى 1958 تنتهى تلك الحروب بموتِ أدولف هتلر |
| Parti bitene kadar daha içme... lütfen tatlım. | Open Subtitles | توقف عن الشرب حتى تنتهى الحفلة أرجوك حبيبى |
| Garantim yarın bitiyor. | Open Subtitles | ان صلاحيتى تنتهى غدا اذا لم احصل عليها خلالها |
| O yolculuklar yaptı. Ve her seferinde farklı bir yerde sona erdirdi: | Open Subtitles | كان يسافر، وفى كل مرة كانت الرحلة تنتهى به إلى مكان مختلف |
| Mesele bir maceranın sonu değildir çünkü maceranın önemli yanı o değildir. | Open Subtitles | الأمر ليس بشأن أين تنتهى المغامرة لأن ذلك ليس ماتدور حوله المغامرة |
| Ve bütün Jeffery Field galalarında olduğu gibi güneş doğana dek parti bitmez. | Open Subtitles | وكما يحدث فى كل احتفال لجيفرى فيلد الحفلة لا تنتهى حتى تشرق الشمس |
| Asla bitmeyecek bir hikâye. Sonsuza kadar birbirinizi öldürmeye devam mı edeceksiniz? | Open Subtitles | اى قصة هذة التى لا تنتهى هل ستواصلون قتل بعضكم البعض الى الابد؟ |
| Hayatın bittiği zaman onu geri alamıyorsun. Hayır. | Open Subtitles | انك لا تستطيع أن تعيد شراء حياتك حين تنتهى |
| Öğle tatilim bitmek üzere ama yarından evvel sana bunu ulaştırmak istedim. | Open Subtitles | لقد كادت أن تنتهى فترة راحتى ولكننى أردت أن أسلمك هذا قبل الغد |
| Kweskin, buradaki işleri bitir. Orada buluşuruz. | Open Subtitles | كويشن ، عندما تنتهى من هنا وسأقابلك هناك |
| Banyosunu bitirince yatak odasına geçip, tuvalet masasına giderdi. | Open Subtitles | وعندما تنتهى من حمامها تعود إلى غرفة نومها وتجلس أمام المزينة |