| Tamam, bana bak. nefes al, dostum. Chris, dostum, nefes almaya devam et. | Open Subtitles | حسنا , انظر الي , تنفس يا صاح كريس يا رفيق استمر بالتنفس |
| Nefes alışınla ilgili. Noel dedikten sonra derin bir nefes al. | Open Subtitles | المشكلة كلها في التنفس تنفس بعمق بعد كلمة: |
| Bir ambulans çağır! nefes al! | Open Subtitles | استدعي سيارة اسعاف استدعي سيارة اسعاف ، تنفس |
| Derin nefes al büyük kardeş, oraya varacağız. | Open Subtitles | .. تنفس يا أَخّى الأكبر، سوفنَصِلُإلىهناك. |
| Peki ala. Sakin ol. Ağzından nefes al. | Open Subtitles | حسناً، ببطئ، تنفس من خلال فمك، ببطئ، تنفس. |
| Peki ala. Sakin ol. Ağzından nefes al. | Open Subtitles | حسناً، ببطئ، تنفس من خلال فمك، ببطئ، تنفس. |
| Buradan nefes al George. nefes al, hadi. Düzenli nefes al. | Open Subtitles | تنفس ، تنفس ، أرجوك هيا نفس منتظم ، تنفس |
| Bir şeyin yok, Mace. Bir şeyin yok, Mace. Lütfen nefes al. | Open Subtitles | أنت بخير، مايس، أنت بخير، مايس من فضلك تنفس |
| Pekala,gidiyoruz kapa çeneni Eugene rahatla, derin nefes al, Hiç birşey düşünme güvendesin | Open Subtitles | حسنا، سنذهب إهدأ يوجين إسترخ, تنفس بعمق لا تفكر بشيء آخر |
| Bir şeyin yok. Sadece derin nefes al. Hadi, sadece nefes al. | Open Subtitles | إنك بخير، تنفس بعمق الٓان هيا، تنفس فحسب، نعم |
| Düzenli nefes al yaşlı adam. Tamamen işe yaramaz olmadığını kanıtla. | Open Subtitles | تنفس بثبات أيها العجوز أثبت إنك لست عديم الفائدة |
| nefes al bebeğim. nefes al, canım. | Open Subtitles | تنفس يا عزيزي، لا عليك تنفس، أريدك أن تتنفس |
| Aman Tanrım, Brian! nefes al. nefes al. | Open Subtitles | يا غلهي تنفس تنفس رئة نقية كالصافرة هنا أعتقد أنه مجرد الإرهاق |
| İyisin, Mace. İyisin, Mace. Lütfen nefes al. | Open Subtitles | أنت بخير، مايس، أنت بخير، مايس من فضلك تنفس |
| nefes al, sakinleş, sakinleş. Hayır. Geriye al, ağırlığını geriye al. | Open Subtitles | تنفس , أسترخ استرخ , إستدر , استرجع سيطرتك |
| Morgan, Morgan. nefes al... | Open Subtitles | اذا لم احضر عيد الشكر معكم مورجان , مورجان , تنفس |
| Kalbin iyi, panik atak geçiriyorsun sadece. Torbanın içine nefes al ver. | Open Subtitles | قلبك بحال جيدة ,لديك نوبة ذعر تنفس عبر هذا |
| nefes al... Haydi Gideon, bu senin uyanış çağrın. Tamam, şiddetini arttırıyoruz. | Open Subtitles | تنفس "هيا, "جديون هذا ندائك للإستيقاظ حسنا , نحن نزيد من الكثافة |
| Bir hamstera suni teneffüs yapmak zorunda kalmadığım için gayet memnunum. | Open Subtitles | مسرورة أنّي لمْ أضطر لإجراء تنفس عن طريق الفم بواسطة الهامستر. |
| Onun soluklarını sen de solu, duygularıyle besle kendini. | Open Subtitles | تنفس ما يتنفسه تغذي علي مشاعره |
| Bu aynı bölgede benim bir yıl önce çekilmiş fotoğrafım gördüğünüz gibi oksijen maskesi ve solunum cihazına bağlıyım. | TED | وهذه صورة لي في نفس المكان .. ولكنها قبل عام وكما ترون فإني أضع قناع الأكسجين مع منظم تنفس |
| 3,000 metreden sonra pilot burun deliklerinden oksijen solumak zorunda. | Open Subtitles | ،على علو 3000 متر على الطيّار تنفس الأكسجين عبر أنبوب بلاستيكي في أنفه |
| Ve aynı yazılımı sağdaki videoda kullansak, bu bebeğin aldığı her nefesi görmemizi sağlıyor ve bunu onun nefesini izlemek için temassız bir yöntem olarak kullanabiliriz. | TED | ولو إستخدمنا نفس البرنامج على الفلم الأيمن يمكننا أن نرى كل تنفس تقوم به الطفلة ويمكننا هذا من مراقبة تنفسها دون لمسها |
| O olaydan, büyükanne Helen'in nefes alma aleti sayesinde sıyırdım. | Open Subtitles | ابتعدت عن تلك المواجهة مع جهاز تنفس الجدة هيلين |
| Öyle mi? nefesi kokuyor muydu? Atlar dişlerini fırçalamaz da ondan dedim. | Open Subtitles | هل كان لديها تنفس سيء؟ هذا بسبب أن الاحصنة لا تٌفرش اسنانها |
| Üçüncüsü: kendimizi sevmek için nefes alın ve ''ıkının''. | TED | رقم ثلاثة: من أجل حب أنفسنا، تنفس وأدفع |