| aşk radarı, ama doğada bulunandan 100 kat daha güçlü. | Open Subtitles | حبّ رادارِ، فقط 100 مرة أقوى مِنْ وَجدَ في الطبيعةِ. |
| İstersen bunu kullanabilirsin. Ama unutma, bir aşk hikayesi olmalı. | Open Subtitles | تستطيع إستعمال ذلك، لكن تذكر عليك أن تستعمل قصّة حبّ. |
| O zaman onun aşkı gelip sana cennetin yolunu gösterecek. | Open Subtitles | أنت ستحسّ حبّ الله يجيء لتشويفك الطريق إلى مملكته السماوية. |
| Onu zorlamak istemiyorsun bu yüzden daha çok sevgi veriyorsun. | Open Subtitles | وأنت لا تُريدُ لدَفْعه، لذا أنت فقط تَعطيه حبّ أكثر. |
| İlk aşkım pancar yetiştiriciliği ama bu genç bir adamın eğlencesi. | Open Subtitles | أول حبّ لي هو زراعة البنجر، لكنّها لعبة رجل صغير |
| Uyku lanetini bozmanın tek bir yolu var... Gerçek aşkın öpücüğü. | Open Subtitles | ثمّة وسيلة واحدة للخروج مِنْ لعنة النوم وهي قبلة حبّ حقيقيّ |
| Ama donmuş bir kalbi ancak gerçek bir aşk eritebilir. | Open Subtitles | لكن يمكن فقط لبادرة حبّ حقيقيّ أن تذيب القلب المجمّد |
| aşk mektupları, daha şimdiden ha? | Open Subtitles | رسـائل حبّ بالفعل المدرسة الفرنسية للعلوم |
| Kilisedeki aşk, mağaradaki aşk sanki aralarında bir fark var. | Open Subtitles | حبّ في كنيسة أو في كهف كما لو أنَّ هناك فرق |
| Ama şunu söyleyeyim ki bu bulacağın en büyük en saf aşk! | Open Subtitles | لكن دعيني أخبرك أن هذا أكبر وأطهر حبّ يمكن أن تجديه |
| sanırım onunla bir aşk yaşamışsın. | Open Subtitles | أعتقد أنك لا بدّ أن تكون على علاقة حبّ معها |
| 17 aşk mektubu, muhtelif çocukluk fotoğrafları, gereklli sahte kimlikler ve sosyal güvenlik kartları. | Open Subtitles | 17 رسالة حبّ خليط من صور للأطفال مانع للحماية ضروري وبطاقات ضمان إجتماعية |
| Dinle, tatlım. Erkeğin aşkı ile kadının aşkı arasında büyük fark var. | Open Subtitles | أصغِي يا طفلتي بين حبّ إمرأةِ و حبّ رجلِ هناك إختلاف ضخم |
| Dinle, tatlım. Erkeğin aşkı ile kadının aşkı arasında büyük fark var. | Open Subtitles | أصغِي يا طفلتي بين حبّ إمرأةِ و حبّ رجلِ هناك إختلاف ضخم |
| Cole'un Pheobe'ye aşkı hala içimde mevcut, bununla başa çıkamam. | Open Subtitles | حبّ كول لفويب ما زالَتْ تَجِدُ ضمني، أنا لا أَستطيعُ التَغَلُّب عليه. |
| Bir çocuğun annesi ve babası için duyduğu sevgi, onların duyuları, gözleri, sesleri ve onların duyarlılıklarıyla büyür. | TED | إن حبّ الطفل لأمّه وأبيه ينمو من خلال لمساتهم ونظراتهم وصوتهم ورأفتهم. |
| aşkım bana yalnız benimle evlenebileceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت حبّ حياتي أنّها ستتزوّجني أنا فحسب |
| Bir oğlanla makinesi arasındaki karşılıksız aşkın klasik hikayesi. | Open Subtitles | إنها قصة تقليدية عن حبّ غير متبادل بين الصبي وآلته. |
| Sanırım, babamın konuşma yapma sevgisi bana da geçmiş. İşte. | Open Subtitles | أعتقد اننى ورثت حبّ أبّي لإلقاء الخطابات.ها انا ابدا |
| Catcher Block'a aşık oldum. Geçen sene, üç buçuk haftalığına sekreterliğini yaptım. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَقعْ في حبّ زيب مارتن وَقعتُ في حبّ كاتشر بلوك |
| Cumartesi geceleri, kayıp aşkını böyle körlemesine aramak yerine Cages'e gelmeliydin. | Open Subtitles | ، يجب أن تعود إلى العمل مساء السبت بدلاً من أن تبحث عن حبّ ضائع |
| - Ben biraz dışarı çıkıyorum hayatım. | Open Subtitles | حَسناً، أَنا فَقَطْ أَخْرجُ لقليلاً، حبّ. |
| - Evet. Yarın en romantik olmayan Sevgililer Günü olacak. | Open Subtitles | غداً سيكون أقلّ عيد حبّ رومانسيّ على الإطلاق. |
| Gökyüzü Ruhlarının sevgisini geri kazanmama yardım ettiğiniz için... o sevginin birazını buraya yayacağım! | Open Subtitles | لأنك ساعدتني لكى أعود حبّ روح السماء، أنا سأنشر الآن البعض من ذلك الحبّ هنا. |
| Michael hayatının aşkıyla evlenmek üzereydi. | Open Subtitles | مايكل كَانَ عَلى وَشَكِ أَنْ يَتزوّجَ حبّ حياتِه. |
| Beni yeniden ilaçlara döndüren, aslında kanımızdaki risk aşkıydı. | Open Subtitles | في الحقيقة، الشيء الذي أعادني لتناول المخدرات, حبّ المخاطرة الذي يسري في دمائنا. |
| İşte o gün okyanusa âşık oldum. | TED | كان ذلك اليوم الذي وقعت فيه في حبّ المحيط. |
| Ortalama kaç yaşındaki bir kız yılanlı kamyonu sevmeyi bırakır? | Open Subtitles | ماهو العمر الذي تتوقف فيه الفتاة عن حبّ شاحنة الثعبان؟ |