2014 yılında kanserden ölene kadar Bob ile ilişkileri karşılıklı devam etti. | Open Subtitles | كانت بينه وبين بوب علاقة احترام متبادل حتى توفي في عام 2014 بسبب السرطان |
40 yaşında ölene kadar gözetim altında yaşamış. | Open Subtitles | عاش في عزلة حتى توفي في سن الاربعين |
Ama babası Ben, yani üvey babam ölene kadar aramız iyiydi. | Open Subtitles | ولكن كنا على علاقة جيدة حتى توفي والده |
Sam, Don vefat edene kadar sen büyük film yapmıyordun. | Open Subtitles | سام , لم تكن تفعل أشياء رائعة حتى توفي دون |
2008'de vefat edene kadar, Eugene Sledge de dâhil olmak üzere eski askerlerle sürekli iletişim hâlindeydi. | Open Subtitles | تقابل بانتظام مع محاربين قدامى آخرين بمن فيهم (يوجين سليدج)، حتى توفي عام 2008 |
Lew, 1982 yılında hayatını kaybedene kadar Bob Leckie, Runner Conley ve Hoosier Smith ile yakın dostluğunu sürdürdü. | Open Subtitles | بقي (ليو) صديقاً مقرباً من (لاكي)، (رانر)، (هوجير) حتى توفي عام 1982 |
Savaşa geri döndü ve 1945'te Okinawa'da yaralandı. Savaştan sonra 2005 yılında hayatını kaybedene kadar karısı ile birlikte Ithaca, New York'ta yaşadı. | Open Subtitles | عاد للحرب وجُرح في (أوكيناوا) عام 1945 بعد الحرب، عاش مع زوجته في (إيثاكا)، (نيويورك) حتى توفي عام 2005 |
Buna inanmıyordum ta ki Laurel ölene dek. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك. لم أكن أعتقد أن... حتى توفي الغار. |
Bu gazeteyi ölene kadar beraber işlettik. | Open Subtitles | أدرنا تلك الجريدة معاً حتى توفي |
Ta ki babam ölene kadar. Sonra söyledi. | Open Subtitles | حتى توفي والدنا، وعندها أخبرني أخيراً. |
En son Dan'e hayatı hakkında dürüst davrandığımda, kendini berbat hissetmiş ve babamız ölene kadar benimle konuşmamıştı. | Open Subtitles | في آخر مرة كنت صادقاً مع (دان) فيما يخص حياته... جعلته يشعر بأنه بلا قيمة ولم يتحدث إلي بعدها حتى توفي والدنا أتريدينني أن أفعل ذلك حقاً؟ |
Nisan '94 de ölene dek orada çalıştı. | Open Subtitles | لقد عمل هناك حتى توفي في إبريل/نيسان من عام أربعٍ وتسعين . |