| Yerimi tespit eden ölüm uçaklarından kaçabilmek için sıçrama yaptım. | Open Subtitles | لقد دخلت الفضاء الفائق لأتفادى مقاتلات الجلايدرز التى حددت مكانى |
| Biraz araştırma yaptım, üç saatimi aldı. Sarina Hala'nın nerede olduğunu buldum. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل بحث استغرق مني 3 ساعات حددت مكان العمة سارينا |
| Pekala bu noktada, pillerinizin yönetiminden sorumlu olan kodun yerini belirledim ama hala telefonu patlatmak için yeterli değil. | TED | وعند هذه المرحلة من المعالجة، حددت البرمجة المسؤولة عن التحكم بالبطارية، لكن ذلك ما يزال غير كاف لتفجير الهاتف. |
| Göçmenlik avukatıyla yarın sabah 11'de bir görüşme ayarladım. Olmaz. | Open Subtitles | لقد حددت موعداً مع محامي هجرة غداً عند الحادية عشرة |
| {C:$CAFFFF}Başkent Polisi katilin 42 yaşında, Kurou Otoharada isminde işsiz biri olduğunu belirledi. | Open Subtitles | حددت الشرطة هوية القاتل على أنه أوتوهارادا كورو، 42 سنة، عاطل عن العمل |
| Devlin'den izin aldım Kretchmer gereken işlemleri yaptı. | Open Subtitles | حددت هذا الأجتماع مع ديفلين كريتشمر تتبعك نحن بامان |
| - Ama sonra, hayvan değil bitki olduğunu tespit ettim. | Open Subtitles | ماهي ؟ ثم حددت أنها من النباتات وليس من الحيوانات |
| 23.terminalde aktivite tespit ettim. - 23 e yankı gönder, ne var ne yok bak. | Open Subtitles | لقد حددت النشاط فى الجزء 23 لنرى ماذا هناك |
| Beş mil batımızda, 500 radlık radyoaktif materyal tespit ettim. | Open Subtitles | حددت موقع 500 راد من المواد الإشعاعية على بُعد 5 أميال غرباً |
| Peder, meleklerimizi buldum. | Open Subtitles | حسناً، أبتاه، حددت أخيراً مكان ملائكتنا الثمينة |
| Onları buldum. Roma yolundalar. | Open Subtitles | حددت مكان وجودهما إنهما يدخلان الطريق المتجه الى روما |
| İşte buradasın! Doğandan kartala. Pislik torbası buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتك ، من الصقر إلى النسر حددت موقع كيس القاذورات |
| Dahili sensörler devre dışı, ama gücün kesildiği yerin konumunu belirledim. | Open Subtitles | المجسات الداخلية لا تعمل لكننى حددت الموقع الذي انخفضت به الطاقة |
| Sizin gibi yas tutan genç bir bayana uygun birkaç seçenek belirledim | Open Subtitles | لقد حددت بعض الاحتمالات المناسبة لسيدة شابة تعاني ظروفاً حزينة |
| Ofisinde, saat 3:00'de bir randevu ayarladım. | Open Subtitles | لقد حددت لك موعداً الثالثة بعد الظهر فى مكتبه |
| Ama efendim, Lançped'ı sizi derneğin dağdaki merkezine uçurması için ayarladım bile. | Open Subtitles | و لكن, يا سيدي, لقد حددت موعداً مع "لانشباد" ليقلـَّك لغداء الجمعية |
| Abby vur-kaç olayındaki aracın yılını, modelini ve rengini belirledi. | Open Subtitles | آبي حددت اللون والطراز والنوع للسيارة التي صدمت ضابط الصف |
| Kararımı verdim ve randevumu aldım. | Open Subtitles | , حسناً , لقد اتخذت قراري و لقد حددت الموعد |
| Bir kaç sayfayı işaretledim. Kent konseyine karşı yardımı olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد حددت بعض الصفحات الى يمكن ان تستخدمها ضد مجلس المدينه |
| Bu adamı teşhis ettikten sonra ne yapmak için emir aldınız? | Open Subtitles | و بعد أن حددت هذا الرجل ألديك مزيد من الترتيبات ؟ |
| İnsan kalıntılarını mı buldun? | Open Subtitles | انظروا لهذا حددت هوية بقايا البشرية ؟ |
| UAV onu buranın 11 tık güneybatısında buldu. | Open Subtitles | لقد حددت طائرة الإستطلاع بدون طيار موقعها إلى الجنوب من هنا |
| İlk önce son altı ayda Arrow'un görüldüğü her suç mahallini saptadım. | Open Subtitles | أوّلًا حددت كلّ مسرح جريمة رُصد فيه السهم خلال الـ 6 أشهر الخالية. |
| Eğer şimdi çekip gidersen, kaderlerini belirlemiş olursun. | Open Subtitles | إن تركت هذا الآن فقد حددت مصيرهما |
| - Beni tebrik et. - Tarih mi belirlediniz? | Open Subtitles | ـ هنئيني ـ هل حددت ميعاد ؟ |
| Ben de bu listeyi önceliklerime göre sıralamaya karar verdim. | TED | فما قمت به هو أنني تابعت ، و حددت الأولويات من تلك اللائحة، |
| Ne tür bir koca istediğini belirtti mi? | Open Subtitles | هل حددت ما نوع الزوج الذي هي كانت تبحث عنه ؟ إعتراض |