İhtiyaç duyacağınızı sanmam ama, çantada yatıştırıcı silah var. | Open Subtitles | لا أتوقع حدوث مشاكل لكن لو حصلت هناك بندقية التخدير في حقيبة الإسعاف |
Orada çok görevli yeşil pislik var. | Open Subtitles | هذا هو بعض القرف الأخضر متعددة المهام التي حصلت هناك. |
- Şükür ki Pelerinli Savaşçı var. | Open Subtitles | الحمد لله وكابد الصليبية حصلت هناك في الوقت المناسب! |
Eğer seni iyi hissettirecekse, Süpermen bile oraya geç kaldı. | Open Subtitles | إذا كان يجعلك تشعر أي أفضل، حتى سوبرمان حصلت هناك أيضا في وقت متأخر. |
Korku Tünelinden oraya nasıl gitti şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | يخاف ويتساءل كيف الجحيم انها حصلت هناك من القطار الأشباح. |
Onu oraya nasıl koymuşlar hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي فكرة عن كيفية التي حصلت هناك. |
Shinji, sende hakkaten gizli cehverler var. | Open Subtitles | شينجي، وهذا هو موهبة خفية يا حصلت هناك. |
Ben üzgünüm orada var ediyorum Bu test edilmelidir. | Open Subtitles | أنا آسف حصلت هناك لا بد من اختبارها. |
Acaba altında neler var? | Open Subtitles | ما قد حصلت هناك ؟ |
Orada ne kadar var Bayan Lillie? | Open Subtitles | على كم حصلت هناك يا آنسة "ليلي"؟ |
-Burada epey bir yükünüz var. | Open Subtitles | - لا بأس به حمولة حصلت هناك . |
Eğer oraya beş dakika daha erken gelseydin... | Open Subtitles | إذا كنت قد حصلت هناك خمس دقائق في وقت سابق ... |
Ama oraya herhangi bir zamanda gelmiş olabilir. | Open Subtitles | ولكن كان يمكن أن حصلت هناك في أي وقت. |
oraya nereden geldiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف أن حصلت هناك. |
oraya gitmekte geç kalmıştın. | Open Subtitles | هل حصلت هناك في وقت متأخر. |
Nasıl oraya düştüğünü biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم كيف حصلت هناك. |