Bence ne olursa olsun hep olmamız gereken yerde olurduk. | Open Subtitles | أظننا دوماً ينتهي بنا المطاف حيث يفترض بنا أن نكون |
Tek öğrenmek istediğim, neden sen olman gereken yerde değildin? | Open Subtitles | أريد أن أعرف فقط لماذا لم تكن حيث يفترض بك |
Faulkner'ın bir kitabını arıyordum neyse, olması gereken yerde değildi. | Open Subtitles | على اية حال, إنه لم يكن حيث يفترض به أنه يكون. |
Birçoğu da eski. Port Moresby'deki bunun gibi dökülüyorlar. Birçoğu da asıl gereken yer olan dağlık arazilerde değiller. | TED | العديد منها قديم، مثل هذا في منفذ موريزباي، والعديد لا يعمل وأيضا العديد ليست حيث يفترض أن تكون. |
Normalde olmaları gereken yer olan müzik sınıfı yerine neden burada olduklarını merak ediyorlar? | Open Subtitles | يودّواأنيعلموالما همّ هنا .. بدلاًمنالعودةوتلقى حصةالموسيقى، حيث يفترض أن يكونوا بطبيعة الحال. |
Tam da olmam gereken yerdeyim. | Open Subtitles | انني موجود حيث يفترض لي أن أوجد |
Bay Stafford, olmanız gereken yerde neden olmadığınıza dair makul bir sebebiniz var mı? | Open Subtitles | السّيد ستافرد، هناك أسباب محتملة للضعف لربما أنت لست موجود حيث يفترض أن تكون ؟ |
Başkasının savaşında savaşmak yerine, yanımızda olması gereken yerde olsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı. | Open Subtitles | ما كان سيَحدث هذا إذا كان والده هنا حيث يفترض به أن يتواجد بدلاً من القتال في حرب شخص آخر |
Benzer aşınmalar burada da var. Alyansının olması gereken yerde. | Open Subtitles | نفس الخدوش هنا، حيث يفترض أن يكون خاتم الزواج. |
Ben de dün olmam gereken yerde olmadığımdan müdürüme yalan söyledim. | Open Subtitles | لذلك قلت كذبة صغيرة لمديري لأنني لم أكن حيث يفترض بي بالأمس |
Gerçek bir adam sözünü tutar ve olması gereken yerde olması gereken zamanda olur. | Open Subtitles | رجل حقيقي يفي بكلمته وهو حيث يفترض به أن يكون عندما يفترض به أن يكون |
Ve ağzının olması gereken yerde etten bir maske? | Open Subtitles | وستار من اللحم حيث يفترض بفمه ان يكون؟ |
Tam, pilotların olması gereken yerde. | Open Subtitles | حيث يفترض أن يكون الطيارون |
Tam da olmam gereken yerde. | Open Subtitles | تماماً حيث يفترض أن أكون |
Çünkü olman gereken yerde değilsin. | Open Subtitles | لأنك لست حيث يفترض بك |
Tanıdığım birkaç polise üç beş bir şey verir ve olman gereken yer neresiyse seni oraya postalarım. | Open Subtitles | سوف أوشي بك عند بعض رجال الشرطة الذي اعرفهم وسوف يعيدونك إلي حيث يفترض أن تكون |
Punisher'ın ortaya çıkması gereken yer burası. | Open Subtitles | هنا حيث يفترض أن يتدخل المعاقب |
Sanırım burası iyi günde yada kötü günde hastalıkta yada sağlıkta demem gereken yer. | Open Subtitles | أظنّ هنا دوري حيث يفترض أنْ أقول شيئاً عن... في السرّاء والضرّاء في الصحّة والمرض |
Olman gereken yer burası evlât. | Open Subtitles | حيث يفترض بك أن تكون هنا |
Evet, olmam gereken yerdeyim. | Open Subtitles | نعم، أنا حيث يفترض بي أن أكون |
- Tam olmam gereken yerdeyim. | Open Subtitles | -أنا حيث يفترض بي ن أكون. |