ويكيبيديا

    "ذلك الفستان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • o elbiseyi
        
    • O elbisenin
        
    • o elbise
        
    • Bu elbiseyi
        
    • o elbiseyle
        
    • şu elbiseyi
        
    • elbiseyi mi
        
    Biliyor musun, o elbiseyi almak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أتعلم, لا أُطيق صبراً للحصول على ذلك الفستان
    Sadece, keşke o elbiseyi sana almama izin verseydin. Open Subtitles أتمنى لو أنكِ جعلتيني أشتري لكِ ذلك الفستان
    Koyacağın bir yer de yoktu. O elbisenin içinde olamaz. Open Subtitles لا يوجد مكان لتخبئيه فيه، ليس في ذلك الفستان
    Yani... en azından o elbise hakkında haklı olduğunu biliyoruz. Open Subtitles حسنا على الأقل نعرف انك كنت مصيبة بشأن ذلك الفستان
    Bu elbiseyi mahvetmediğin için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظ للغاية لأنك لم تفسد ذلك الفستان
    Anneni o elbiseyle gören bir düzine insan var. Open Subtitles سوف نحضر اثني عشر شخصاً كي يروا امك في ذلك الفستان
    Aman tanrım. Çocuklar, şu elbiseyi gördünüz mü? Tanrım, nereye gittiğini sanıyor ki? Open Subtitles اوه , يا إلهي هل رأيتم ذلك الفستان يا بنات ؟
    Vay be Hannah, o elbiseyi bir iltifat gibi giyiyorsun. Open Subtitles تجعلين ذلك الفستان يبدو جميلاً بإرتدائك له
    Evet şimdi düşününce bana verdikleri o elbiseyi bile bedavaya almışlar. Open Subtitles نعم ، حسناً الآن بينما أفكر بذلك ...حتى ذلك الفستان
    o elbiseyi görmek isterdim. Open Subtitles أنا حقاً ارغب برؤية ذلك الفستان
    o elbiseyi pas geçme sakın. Open Subtitles لاتفوتي ذلك الفستان هنالك بالضبط
    o elbiseyi giydiğine göre utandığını sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن أنها تخجل و هي ترتدي ذلك الفستان
    o elbiseyi benim için mi giydin? Open Subtitles هل أرتديتِ ذلك الفستان من أجلي؟
    Seni O elbisenin içinde ciddiye alamıyorum. Open Subtitles لا يمكن أن أخذك على محمل الجد في ذلك الفستان
    Onu gerçekten O elbisenin içinde görmek istiyorum. Open Subtitles أنا أريد حقاً أن أراها في ذلك الفستان
    Konuşma için özür dilerim ama seni O elbisenin içinde görünce... Open Subtitles -اسف بخصوص الخطاب لكنني فقط رأيتك في ذلك الفستان
    Tek bildiğim; bana o elbise konusunda indirim yapmaya söz verdiği. Open Subtitles كل ما أعرفه هو أنه وعدني بخصمٍ على ذلك الفستان
    o elbise savaştan çıkmış gibi. Open Subtitles وكأن ذلك الفستان قد مرّ على حروب
    Tam lezbiyenler gibisin ama seni o elbise ve o topuklularla görseydim seninle yatmayı düşünebilirdim. Open Subtitles هذا يبدو شاذاً تماما، ولكن إذا رأيتك تتبخترِ به في ذلك الفستان -وتطرقعين تلك الكعوب ، سأفكر بشأن القيام بذلك.
    Ve Bu elbiseyi giymeyeli tam 15 yıl oldu. Open Subtitles منذ كنت بال 15 وانا ارتدي ذلك الفستان
    Bu elbise her şeyim kendimi bir hiç gibi hissetiğim zaman bana güç ve onur aşıladı yani bana ne olursa olsun ya da hayat beni nereye götürürse Bu elbiseyi giyeceğim ve iyi hissedeceğim. Open Subtitles ذلك الفستان هو كل ما أملك. عندما شعرتُ إنني نكره... منحني القوة والكرامة.
    Ve babam annemi o elbiseyle çok beğenmiş. Open Subtitles ولقد أعجب بها أبي وهي مرتدية ذلك الفستان
    Taşları mı yoksa giydiğin seksi elbiseyi mi? Open Subtitles الحجارة ام ذلك الفستان المثير الذي ترتدينه ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد