Havaalanına varır, bankodaki kadına biletini uzatır, o da ehliyetini ister. | Open Subtitles | وذهب إلى المطار وسلّم تذكرته لموظفة الاستقبال وطلبت منه رخصة قيادته |
Böyle giderse, ehliyetini alacaklar. | Open Subtitles | إن رخصة قيادته سوف يتم سحبها منه لو أنه إستمر على هذا المنوال إنني أصبح عصبياً من أجله أنت تعلم ذلك |
Şüpheli ehliyetini ve kredi kartını çalmış, 2 hafta kullanıp yoluna devam etmiş. | Open Subtitles | أخذ المجرم رخصة قيادته وبطاقته الإئتمانية استخدمهما لمدة أسبوعين ثم مضى قدماً |
ehliyeti ve ruhsatı cüzdanının dışında. | Open Subtitles | رخصة قيادته و اوراق تسجيل سيارته خارج محفظته |
Ehliyetinde saç rengi hâlâ kahverengi yazan bir adamdan bekleyeceğim türde bir tavsiye. | Open Subtitles | هذا النوع من النصائح الذي تتوقعه من رجل مازال مكتوب على رخصة قيادته أن شعره بني |
Kimliği yepyeni. Kredi geçmişi yok. ehliyet numarası da sahte. | Open Subtitles | هويّته جديدة تماماً، لا يوجد تاريخ إئتماني، ورقم رخصة قيادته مزيّف |
Evet, ve makale çıktıktan sonra Washington Eyaleti ehliyetini iptal etmiş. | Open Subtitles | بلى,و ولاية واشنطن ألغت رخصة قيادته بعد أن ظهر الخبر. |
Beş kere içkili araba kullanmaktan ehliyetini kaybetmiş. | Open Subtitles | فقد رخصة قيادته بعد خامس إدانة بالقيادة تحت تأثير الكحول |
Kenara çektikten sonra ehliyetini sordum. Alkol kokuyordu ben de üflemesini istedim. - Üfelemek mi? | Open Subtitles | بعد إيقافه طلبت رؤيه رخصة قيادته ورصدت رائحه كحول وطلبتُ منه ان ينفخ ينفخ؟ |
ehliyetini, ölü adamın elinde unutmuş... | Open Subtitles | ترك رخصة قيادته في يد الرجل القتيل |
Kaptan elastik ehliyetini düşürmüş. | Open Subtitles | كابتن ستريتشي أسقط رخصة قيادته |
Aldığı cezalardan ehliyetini kaybetmiş. | Open Subtitles | خسر رخصة قيادته |
ehliyetini inceledim. | Open Subtitles | بحثت رخصة قيادته |
Para veya kredi kartı yok. Sadece ehliyeti var. | Open Subtitles | لا مال و لا بطاقات ائتمانية الجاني ترك رخصة قيادته |
Evet, ama bu pek bir anlam ifade etmiyor çünkü 2006'daki kazasından beri ehliyeti bile yok. | Open Subtitles | أجل، و هذا لايبدو منطقيّاً أبداً فبعد أن .. حدث له ارتجاجاً قبل ستة أعوام . فقد رخصة قيادته جرّاء ذلك |
ehliyeti sahte ve parmak izleri de sistemde yok. | Open Subtitles | رخصة قيادته مُزيفة، وبصماتُه ليست في النظام. |
Herneyse, Ehliyetinde yazılı olan adrese gittim. | Open Subtitles | على كلٍّ ، ذهبت إلى العنوان الموجود على رخصة قيادته |
Cebinden oda anahtarı çıkıyor ama Ehliyetinde 34. caddede oturduğu yazıyor. | Open Subtitles | هذا غريب. لديه مُفتاح غرفة فندق، ولكن رخصة قيادته تضع عنوانه في الشارع الـ34. |
Adam Ehliyetinde boyu hakkında yalan bilgi kullanıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يكذب حول طوله على رخصة قيادته. |
Ortalama bir New Yorklu, 26 yaşına gelene kadar ehliyet almıyor. | Open Subtitles | متوسط العمر في نيو يورك لا يحصل على رخصة قيادته حتى يصل الى عمر 26 |
Hayır, bu onun sürücü belgesi. | Open Subtitles | لا ، فهذه هى رخصة قيادته |