| Şüphelerimde haklıysam bu mesaja hiçbir cevap verilemez demektir. | Open Subtitles | إنْ شكوكي في محلّها، فلن يكون هناك ردّ على هذه الرسالة. |
| Bu aradığımız şey- ciddi bir cevap. | Open Subtitles | إنه ما نحن نبحث عنهم ردّ مدروس وليس نووي |
| Hayır, ondan değil. O çok hassas ve beni bu adamla görünce, nasıl tepki vereceğini bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه حساس للغاية و لا أعرف كيف سيكون ردّ فعله |
| telefonu Aç, telefonu Aç. | Open Subtitles | ردّ على التلفون، يجيب الهاتف، يردّ على التلفون. |
| Kapattık ama reaksiyon kontrol altında tutamıyoruz. | Open Subtitles | قد أغلقناه, لكنّ لا يمكن أن نتحكم فى ردّ الفعل |
| Sovyetler, Batı Almanya'nın NATO'ya kabul edilmesine ivedilikle kendi askeri ittifakları olan Varşova Paktı'nı kurarak yanıt verdiler. | Open Subtitles | وارسو مايو 1955 ردّ السوفيت سريعًا على السماح بدخول ألمانيا إلى الناتو بتشكيل حلفهم العسكري الخاص؛ |
| Bağlantısı, her biri içinde tohum olan küçük bir taşıma çantasıyla 500 kuş göndererek karşılık vermiş. | Open Subtitles | ردّ عليه المتصل بـ500 طائر يحمل كل منها حقيبة صغيرة بداخلها البذور |
| Eğer bana inanacak kadar büyüdüysen en azından ben de karşılığını böyle vermeliyim. | Open Subtitles | .. أعني، إن ما نضجت كفاية للوثوق بيّ فأقل ما يمكنني فعله هو ردّ الصنيع |
| Her ne kadar 50 yıldır böyle bir savaşın korkusuyla yaşamış olsak da hükümetin ve toplumun buna cevabı harika şeyler yapmak yönünde oldu. | TED | وحتى الآن، على الرغم من الحقيقة التي عشنها طيلة 50 عام مع خطر هذه الحرب، كان ردّ حكومتنا ومجتمعنا يحث على القيام بأشياء رائعة. |
| K-9 cevap ver. 6 el ateş edildi. | Open Subtitles | ردّ كي 9 إلى طريق الإنهيارات ستّ طلقات أطلقت. |
| Kule çalışanlarıyla irtibat kurmaya çalışmışlar ama cevap alamamışlar. | Open Subtitles | عندما حاولوا التحدث مع موظفي البرج، لم يتلقوا أيّ ردّ |
| Yani bu adamı bir kere zorlamışlar o da on katı olarak geri cevap veriyor. | Open Subtitles | أنت دفعت هذا الرجل، وهو ردّ 10 مرت أقوى. |
| Bu soruya bulacağımız cevap, onun da tepkisini belirleyecek. | Open Subtitles | لأن جوابنا على هذا السؤال سيحدّد ردّ فعلهم |
| Tüm diplomatik ve askeri kanalla iletişime geçtik ama henüz cevap gelmedi. | Open Subtitles | نسعى في كلّ الطرق الدبلوماسيّة و العسكريّة، لكن لا ردّ بعد |
| Ya da bitki dokusunun, sürekli bir yerde durmaya verdiği sistematik bir tepki. | Open Subtitles | أَو ردّ فعل النباتَ لأنْ يَكُونَ في موقعِ واحد |
| Arama, zaten boktan bir işti. Aşırı tepki göstedim. | Open Subtitles | عمل النّدل كان قذراً بأية حال وقد بالغتُ في ردّ فعلي |
| Sanırım fazla tepki gösteriyorsun. | Open Subtitles | حَسناً, أعتقدُ بأنّه كَانَ ردّ فعل عنيفَ |
| - Lara Brand. - Git Aç. Dışarıda konuş. | Open Subtitles | لا بأس ردّ عليها ولكن في الخارج |
| Alerjik bir reaksiyon olabilir mi? | Open Subtitles | غير مؤذي. يُمْكِنُ أَنْ كَانَ عِنْدَهُ ردّ الفعل الحسّاس إليه؟ |
| Ticari komite için sorularını hazırladım, ulusal yanıt teklifini de masana koydum, bir söylentiden mi bahsetmiştin? | Open Subtitles | أنا أضع الأسئلة للجنة التجارة واقتراح ردّ الفعل الوطني موجود على مكتبك وهل قلت شيئاً بشأن إشاعة؟ |
| Buna karşılık vermeden duramadın. O yüzden cazibeni kullandın. | Open Subtitles | لكنكِ عجزتِ عن ترك الأمر يمر دون ردّ لذا تصرّفتِ بخبث |
| Bize yardımı dokunmuştu. Şimdi karşılığını istiyor. | Open Subtitles | لقد ساعدنا في الماضي وتريد الآن ردّ الجميل |
| Yardıma ihtiyacı var gibiydi, ama ilk tepkisi fotoğrafını çekmek oldu. | Open Subtitles | وبدا أنه حقاً بحاجة للمساعدة لكنّ ردّ الفعل الأول له أنّه أراد تصويره |
| Böceklerin ısı, ışık, hava akımları ve besin türlerine karşı verdikleri cevapları inceleyerek onları yok edecek en etkin yolları saptıyoruz. | Open Subtitles | بدراسة كم حشرات ردّ على التغييرات في الضوء، درجة الحرارة، تيارات جوية، توفر غذاء، نحن يمكن أن نقرّر أفضل الطرق لإستئصالهم. |
| Sadece östaki borum kapalı, ve bu tamamen doğal bir tepkidir. | Open Subtitles | لديّ انسداد في القناة السّمعيّة، وهو ردّ فعل طبيعي تماماً |