İçlerinden en yaramaz olanı Peter doğruca Bay McGregor'un bahçesine koştu. | Open Subtitles | بيتر , كان مشاغب جدا ركض مباشرة الى مزرعة السيد مكجرجرس |
Bu arkadaş bana doğru koştu ve ne zaman çalacağımı sordu. | TED | هذا الرجل ركض علي وسألني متى ألقيت محادثة. |
Şiddetle karşılık verince canavar korku ve gözyaşı içinde kaçtı. | Open Subtitles | وقد حاربته بعنف بعدها ركض الوحش بعيدا مع الدموع والخوف |
Paramı istiyorum. Bir mili 5 dakikada koşmak sence yeterince hızlı mı? | Open Subtitles | أريد مالي هل ترى أن ركض ميلاً في خمس دقائق يعتبر سريعاً؟ |
Onu koşu bandına çıkar ve çemberdeki sıçanlar gibi koştur. | Open Subtitles | ضعوه على جهاز ركض و اجعلوه يركض كأحد فئرانه على العجلة |
O da kontrol edildi. Tüm yarışı koşmuş. | Open Subtitles | لقد تحققنا من روايته لقد ركض السباق بأكمله |
Tanrım, senden çok daha iyiyim. Sadece koşarak gitti ve neden Yokken istifa etti. | Open Subtitles | يا الهي انا أفضل حالا منك ركض بعيدا وقدم استقالته دون سبب |
Kapıya doğru koştu, açtı ve çocuğun merdivenlerden dışarı kaçışını gördü. | Open Subtitles | ركض إلى الباب، فتحه، رأى الابن يركض عبر السلالم ويخرج من البيت |
Sonra, o, parayı saklamak için koştu, Zachary de onu öldürdü. | Open Subtitles | ثم ركض أسفل التل لإخفاء تلك الأموال و قام "زاخاري" بقتله. |
İntikam almanın doğal tepkisiyle deliler gibi koştu istasyona... hızlı daha hızlı, durup dinlenmeden. | Open Subtitles | ممتلئ بالغريزة الطبيعية الإنتقام ، ركض كالمجنون نحو المحطة اسرع واسرع |
Ben de öyle bir yumruk attım ki, ağlaya ağlaya cehenneme kaçtı. | Open Subtitles | و أنا لكمته بشدة حتى ركض يبكي عائداً إلى الجحيم |
Kızlar gibi hepsi dağa mı kaçtı? | Open Subtitles | أنهم جميعا ركض إلى الجبل مثل الفتيات الصغيرات؟ |
Yüksek notayı çalmak gibi, maraton koşmak gibi. | TED | هو عزف كل النغمات العالية، هو ركض في سباق الماراثون، |
Bir hafta çalışmak ve koşmak yok. O boyunduruklardan birini taktı. | Open Subtitles | لا عمل أو ركض لأسبوع و كان عليها إرتداء طوق |
Bu arada ne olur ne olmaz koşu ayakkabısı giy. | Open Subtitles | ولكن في حال اقتضت الحاجه ارتدي أحذية ركض |
Sonra yakındaki bir drenaj borusuna koşmuş. | Open Subtitles | وبعدها ركض نحو أنابيب الصرف الصحي القريبة |
Charlotte eski kocasından kaçmak için Ekspresyonistler çağından koşarak uzaklaştı. | Open Subtitles | من أجل تجنب زوجها السابق، ركض شارلوت على طول الطريق إلى عصر التعبيري. |
Herkes, güvenliği için bulabildiği yere koşuyordu. | Open Subtitles | ركض الجميع للحفاظ على حياتهم قدر استطاعتهم قدر استطاعتهم |
Hıh! Düğüne bile kalmadı. Sadece bir milyon doları aldı ve gitti. | Open Subtitles | لم يبقى حتى لحضور الزفاف، أخذ المليون عملة الفضائية الخاصة به و ركض |
Selam tatlım. Dün akşam yataktayken halıda bir farenin koştuğunu gördüm. | Open Subtitles | عزيزي, ليلة البارجة كنت في السرير ورأيت جرذ ركض تحت سجادتي |
Doktor, kalenin ön kapısına koşup onu açmaya çalıştı. | Open Subtitles | الطبيب ركض نحو الباب الأمامي للقلعة وحاول أن أن يفتحه. |
- Ne? Adam birden önüme atladı. Çok kötü yaralandı. | Open Subtitles | ذلك الرجل ركض أمامي، وإنّه متأذّي بشدّة. |
Evet, öfkeden deliye döndü odasına gidip kapıyı çarptı. | Open Subtitles | نعم، وغضب كثيراً ركض إلى غرفته وأغلق الباب |
koşmaya karar veriyor ve yere ölüsü düşüyor. | Open Subtitles | ساخر، حقاً. يُقرّرُ الأَخْذ فوق ركض وفقط يَمُوتُ. |
Beden eğitimi dersinde 1 mil koşarken iyi giderdi. | Open Subtitles | جميل. سيكون ذلك مثير للإهتمام في الصالة الرياضية عندما يجب علي ركض الميل. |
- Anlaşıldı, tamam. Koridora doğru kaçmış, her yerde olabilir. | Open Subtitles | استعد (إد)، اتسمع ذلك ركض للرواق قد يكون بأي مكان |