| Bir sürü motel gezdiğini söyledin de, o yüzden sordum. | Open Subtitles | لقد سألتك لأنك أخبرتنى أنك رأيت الكثير فى الايام الماضية |
| Bir hafta önce, neden kimsenin kardeşim olduğunu söylemediğini sordum. | Open Subtitles | سألتك منذ إسبوع لماذا لم يخبرني أحد بأن لدي أخ؟ |
| Dan, sana Keith ile ilişkinizin... ne zaman bozulduğunu sordum. | Open Subtitles | دان .. لقد سألتك متى تغيرت علاقتك مع كيث ؟ |
| - Senin kız mı diye sormuştum. - Doğru, sormuştun. | Open Subtitles | ـ لقد سألتك عن ما إذا كانت فتاتك ـ هذا صحيح ، لقد فعلت |
| Anne sakıncası yoksa sana ciddi bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | حسنا، أمي، هل تمانعين لو سألتك سؤال جاد نوعا ما؟ |
| Eğer yarın "hâla sende mi" diye sorduğumda "hayır" dersen... gerçekten üzüleceğim. | Open Subtitles | لو سألتك غداً لو انها لازالت معكِ وقلتِ لا سوف أُجرح حقاً |
| Bu güzel mahallede yaşamı nasıl karşıladığınızı sormamın sakıncası var mı? | Open Subtitles | هل تمانعين لو سألتك كيف تتحملين تكلفة السكن في هذا الحي؟ |
| Sana dedim ki benim evimde beni ezip geçecek misin? | Open Subtitles | لقد سألتك إذا كنت تنوي تخطيّ ماشيًا في منزلي أنا؟ |
| Sana üst katta kimin olduğunu sordum, çünkü senin için endişelendim. | Open Subtitles | عندما سألتك عن الشخص الذي بالأعلى، كان ذلك بدافع قلقي عليك. |
| Timothy'yi getirmeden önce ona da sana sorduğum soruyu sordum. | Open Subtitles | عندما كنت احضر تيموثي سألته نفس السؤال الذي سألتك اياه |
| Aslında sana nasıl olduğunu sordum yani kişisel olarak, davayı değil. | Open Subtitles | حسنًا.في الحقيقة حينما سألتك عن حالك، قصدتُ شخصيًا، وليس في القضية |
| Diğerleri gibi sana da ortadan kaybolabilir misin diye sordum. | Open Subtitles | لقد سألتك كما فعلت مع الأخرين اذا كان بإمكانك الإختفاء |
| - Evet. Neden sordum bilmiyorum. Zaten o olduğunuzu biliyordum. | Open Subtitles | لا أدري لماذا سألتك هذا السؤال أعرف أن هذه أنت |
| CA: Size dün neye kızdığınızı sordum, "Ben kızmam" dediniz, fakat sonra duraksadınız. | TED | كريس: أتعلم، سألتك البارحة عما يغضبك، وقلت: "أنا لا أغضب." ولكن بعدها صمتت. |
| Sana dün bir iş var mı diye sormuştum. | Open Subtitles | لقد سألتك البارحة عن إن كان بإمكانى الحصول على عمل |
| Bay Swine, size özel bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | سيد سواين, هل تمانع لو سألتك سؤال شخصي ؟ |
| Sana karını sorduğumda ne kadar kızdığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر كم كنت غاضبا عندما سألتك عن زوجتك ؟ |
| Uzaklaştırma emri hakkında sana soru sormamın amacı iddia makamını şaşırtmaktı. | Open Subtitles | سألتك فقط عن بلاغ عدم التعرض لإلقاء الإدعاء من خارج خطتي |
| Bak... sana dedim ki, gelecek hafta provalara başlayalım mı, bana evet dedin. | Open Subtitles | انظر.. سألتك لو نستطيع بدأ التدريبات الأسبوع القادم وأنت قلت نعم. |
| Diyelim ki dün gece neden eve gelmediğinizi sordu. | Open Subtitles | إفترضي أنها سألتك لماذا لم تعودي للبيت ليلة أمس |
| soruyorum, çünkü kilise müdavimi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لقد سألتك لأني أعلم بأنك من رجال الكنيسة |
| Senden benim kulağım olmanı istiyorum ama sen hiçbir şey duymuyorsun? ! | Open Subtitles | لقد سألتك أن تكون أذناي في هذا السجن و لم تسمع شيئاً؟ |
| Evet, Rosen'e sana bir sürü sorular sorduğumu anlat, | Open Subtitles | نعم اخبري روزين اني سألتك الكثير من الاسئلة |
| Tony, sana başka bir şey sorsam bana kızmazsın, değil mi? | Open Subtitles | تونى, ارجو الا تغضب لو سألتك شئ آخر فهل توافق ؟ |
| Russell, bir iki soru sormamda sakınca var mı? | Open Subtitles | هل تمانع إذا سألتك القليل من الأسئله ؟ ؟ لا |
| Sana bu ilişkinin nasıl yürüyeceğini söyledim ve buna katlanmanı istedim. | Open Subtitles | و سألتك إذا كنت موافق على هذا. سيسي، كيفليأن أثقبكِ ؟ |
| Paco'yu sorarsa bir şey bilmediğini söyle. | Open Subtitles | اذا سألتك عن باكو فهذا يعني أنها تعلم شيئا |