| hayatının geri kalanını biriyle geçireceğine inandıktan sonra hep o vardır. | Open Subtitles | أنك تعتقد أنك ستقضي بقية حياتك مع شخص ما، أنه المنشود. |
| Umarız o sefil hayatının geri kalanını hapiste geçirirsin! | Open Subtitles | ونأمل أنك ستقضي بقية حياتك المثيرة للشفقة في السجن |
| Böyle notlar almaya devam edersen hayatının geri kalanını bir fabrikada yerleri silerek geçirirsin. | Open Subtitles | إذا واصلت الحصول على درجات كهذه ستقضي بقية حياتك تنظف الأرضيات في مصنع. |
| Doktor, ilk kez ne zaman fark ettiniz hayatının geri kalanının hamile kadınları kurcalamakla geçeceğini? | Open Subtitles | يا دكتور، متى كانت أول مرة أدركت فيها أنّك ستقضي بقية حياتك تفحص النساء الحوامل؟ |
| Doktor, ilk kez ne zaman fark ettiniz hayatının geri kalanının hamile kadınları kurcalamakla geçeceğini? | Open Subtitles | يا دكتور، متى كانت أول مرة أدركت فيها أنّك ستقضي بقية حياتك تفحص النساء الحوامل؟ |
| Çünkü seni yakaladığım zaman hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | لاني عندما أقبض عليك ستقضي بقية حياتك بالسجن |
| Evlat, beni şimdi vurursan, hayatının geri kalanını bu odada geçirirsin. | Open Subtitles | بني لو تقتلني الآن ستقضي بقية حياتك في هذه الغرفة |
| hayatının geri kalanını kanepede oturarak mı geçireceksin? | Open Subtitles | مهلاً، هل ستقضي بقية حياتك جالساً على الأريكة؟ |
| Ancak bununla ilgili gerçekten sevdiğim şey, bana Mark Twain'in söylediği birşeyi hatırlatıyor olması, "Gelecek için planla, çünkü orası hayatının geri kalanını geçireceğin yerdir." | TED | لكن ما يعجبني حيال هذا أنه يذكرني بما قاله مارك تواين، حين قال "خطط للمستقبل، لأنه هناك حيث ستقضي بقية حياتك." |
| Öyleyse hayatının geri kalanını tarlalarda çalışarak geçirirsin. | Open Subtitles | اذًا ستقضي بقية حياتك تعمل في الحقول. |
| Aksi taktirde hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | وإلا فإنك ستقضي بقية حياتك هاربا |