| serbest bırakılma sebebim senin mahkum olmam gerektiğini düşünme sebebinle aynı. | Open Subtitles | السبب الذى سيطلق سراحى هو نفس السبب الذى تعتقد انه سيديننى |
| Sana kalsa, şeytanın hizmetkârına daha fazla kötülük yapması için serbest bırakacaksın. | Open Subtitles | أما رأيك سيطلق سراح وكيل للشيطان يمشي حراً للقيام بالمزيد من الخبائث. |
| Açığa bir adam yollarsınız ve ateş edilip edilmediğine bakarsınız. | Open Subtitles | ترسل رجلاً إلى مجالٍ مفتوحٍ لترى هل سيطلق عليه النار؟ |
| Konvoyu görecek açıya sahip değil binanın yeden propan üretecini vuracak. | Open Subtitles | ليس لديه زاوية على الموكب،بل سيطلق على مولد البروبان الإحتياطي للمبنى |
| İkinci hedefin güverte topu ama hızlı olmalısın, çünkü biz ateş edince o da edecek. | Open Subtitles | هدفكم الثانى سيكون المدفع الذى على سطحه لكن كونوا مسرعين لأنه سيطلق نيرانه بمجرد أن نفعل هذا |
| ateş edeceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | كنت تعرف أن مسؤول الأمن سيكون هناك. هل كنت تعرف أنه سيطلق النار ؟ |
| - Sakın ha. Seni gördüğü anda vurur. - Ne zamandır vurulmuyorum. | Open Subtitles | لاتدخل سيطلق عليك الرصاص بمجرد رؤيتك لم أتعرض لاطلاق الرصاص منذ أيام |
| Bu masanın ardında iki düğme var, biri kasabaya elektrik verecek diğeri köpekleri salacak. | Open Subtitles | لدي زران هنا احدهما سيزود البلدة بالكهرباء والاخر سيطلق الكلاب الشرسة |
| Adamın seni vuracağını da bu yolla öğrendin, değil mi? | Open Subtitles | هكذا عرفت بالرجل الذي كان سيطلق عليك النار, أليس كذلك؟ |
| Parayı aldığında aşina oldukları bir yerde çocukları serbest bırakacak. | Open Subtitles | وحينما ياخذ المال سيطلق صراح الاطفال الى المكان الذي يريده |
| Ömür boyu hapse mahkum ettiğiniz insanlar, beş yıl içinde serbest kalacak. | Open Subtitles | خلال خمسة أعوام... الرجال الذين حكمت عليهم بالسجن مدى الحياة سيطلق سراحهم |
| Ama yakında serbest bırakılacak ve birlikte dünyayı alt üst edecekler. | Open Subtitles | لكن قريبا سيطلق سراحه ومعا، سيقلبان العالم رأسا على عقب |
| Gelecek hafta serbest bırakılacağına göre birkaç konuda bilgilerini tazelemek karın olarak görevimdir diye düşündüm. | Open Subtitles | حسنا، بما أنك سيطلق سراحك الأسبوع القادم. . . |
| - Onun ne yapacağını bilemezsin. - Ne, bana ateş mi eder yoksa? | Open Subtitles | ـ أنت لا تعلم ماذا سيحاول فعله ـ ماذا، هل سيطلق النار عليٌ؟ |
| Sen aynaya bakarken,sana ve yansımana aynı anda ateş edeceğim. | Open Subtitles | لدرجة انك عندما تنظر في المرآة فانعكاسك سيطلق عليك النار |
| Kesin bir cevap verin, yoksa Al ayağını vuracak. | Open Subtitles | اعطني إجابة واضحة، وإلا سيطلق آل النار على رجله. |
| Gökyüzündeki Ay'ı bile vuracak ama şişeyi asla. | Open Subtitles | سيطلق الرصاص على القمر في السماء لكنه لن يتطلع أن يطلق على الزجاجة |
| Üç kere tecavüz etmiş birini içeri tıkacaktık ama şimdi beraat edecek. | Open Subtitles | لدينا قضية محكمة ضد مغتصب لثلاث ضحايا و سيطلق سراحه فحسب؟ |
| Tüfeği olan ateş edecek. | Open Subtitles | الذى معه البندقية سيطلق واحد من كل إثنين سيكون معه بندقية |
| ateş edeceğini düşünmemiştim, ama etti. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سيطلق النار، ولكنه أطلقها. |
| Sal Sonny'yi görmek istiyor, göremezse ateş edeceğini söylüyor! | Open Subtitles | "سال" يريد أن يراك يا "سونى" يقول أنه سيطلق النار إذا لم يرك |
| Gidemeyiz. Parka tekrar gidersek polisler bizi vurur. | Open Subtitles | لا يمكننا الذهاب هناك سيطلق رجال الشرطة علينا النار إذا عدنا هناك |
| Seyret. Boşluğu bulduğu an bombayı salacak, bahse girerim. | Open Subtitles | انتظر، عندما يحظى بببعض الخصوصية سيطلق واحدة صغيرة، أضمن لك هذا |
| Sen delisin . Adam, vuracağını söyledi. Bebek gibi davranmayı bırak. | Open Subtitles | أنت مجنون، قال أنه سيطلق النار بكل تأكيد فلا يأخذك اللهو كثيرا |
| Eğer Silas yükselirse, dünyaya cehennemi salacaktır dedi cadılar. | Open Subtitles | قالن أنّه حين يستيقظ فإنّه سيطلق الجحيم على الأرض |
| - Ona fırlatacak başka bir şey bul! Her şey olabilir,fırlat sadece! / Pekala,tamamdır! | Open Subtitles | سيطلق علينا النار ، فقط استخدم اي شـيء لرميه عليه - وجدت هذه ارمها - |