| O kadar derine inemedim, ama yakın biri olduğundan eminim. | Open Subtitles | انا لم اتعمق بهذا الشكل, ولكنني اراهن انه شخص قريب. |
| Diyelim ki tanıdığım ve bana yakın biri, gerçekten korkunç bir şey yaptı. | Open Subtitles | نفترض أن أحد الأشخاص وكنت أعرف، شخص قريب لي، فعل شيء فظيع حقا، |
| Hayır. Bize yakın birini öldürmek isteselerdi, aileden birini seçerlerdi. | Open Subtitles | كلا إذا أرادوا قتل شخص قريب فسوف يكون العائلة |
| Yakın zamanda sevdiği biri tarafından terk edilmiş ya da kendine yakın birini kaybetmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما قد عانى مؤخراً من الهجر من مقرب عليه أو فقد شخص قريب منه |
| Son altı silah tasarısına karşı oy kullandım, eminim o bilir ya da ona yakın birisi. | Open Subtitles | أنا متأكده أنه هوا سوف يعرف أو شخص قريب منه |
| Size çok yakın birinin kollarınızda ölmesinin ne kadar korkutucu olduğunu bilemezsiniz. | Open Subtitles | لايمكنك تخيل مقدار الرعب لوجود شخص قريب جدا منك يموت بين يديك |
| İşlerin devamını sağlamak için bana yakın olan birisi olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنه شخص قريب مني ليغاير رأي لجنة المساءلة المهنية |
| Sorduğun o kutu bana çok yakın birine aitti. | Open Subtitles | ذلك الصندوق الذي سألتيني عنه هو ينتمي الى شخص قريب مني جداً |
| Belki de şirketin mallarını alan biridir. | Open Subtitles | أو شخص قريب أكتسب بعض أصول الشركة |
| Tahminimce, çocuğa yakın biri öldü ya da ölüyor. | Open Subtitles | تخميني إما شخص قريب من الطفلة مات أو يموت |
| Tablona göre, katilin yakın biri olma ihtimali vardı, değil mi? | Open Subtitles | طبقاً لجدولتك الموضوعة فيوجدإحتمال... أن القاتل شخص قريب من الضحية ؟ |
| Sana çok yakın biri. Uzun süredir görmediğin biri. | Open Subtitles | هناك شخص قريب منكِ جدا شخص لم تشاهديه منذو مدة |
| Her yıl doğum günümde bana ne hediye verdiğini bilecek kadar yakın biri. | Open Subtitles | شخص قريب بما فيه الكفاية كي يعرف ما اعتادت أن تهديني خلال عيد ميلادي |
| Şüphelimiz kurbanını her yerinden vurabilirdi ama kalbini seçiyor, öfkesinin merkezinde yer alan ona yakın biri tarafından incitildiğini sanıyoruz. | Open Subtitles | قاتلنا كان بإمكانه ان يطلق الرصاص على ضحاياه في اي مكان لكنه يختار القلب مما يدل على تعرضه للأذى من شخص قريب إليه |
| Lila'ya epeyce yakın birini arıyoruz. | Open Subtitles | حسنا, نحن نبحث عن شخص قريب منها |
| Yani birinin kaybetmenin. Sana yakın birini. | Open Subtitles | فقدان شخص قريب جداً |
| Kıza yakın birisi olduğunu sanıyoruz kendi mantarlarını yetiştirdiğini ve onları düzenli olarak tükettiğini bilen birisi. | Open Subtitles | هل نعتقد أنه شخص قريب لها شخص يعرف أنها تزرع الفطر وإستخدمتهم عادتاً |
| Güvenebileceğimiz birisi, eve yakın birisi. | Open Subtitles | شخص نثق به .. شخص قريب من المنزل |
| Yani maktul, ona yakın birinin saldırısına uğramış olabilir. | Open Subtitles | أوه، مما يعني أن الضحية قد تم هاجم من قبل شخص قريب لها. |
| Nasıl ve kimin yaptığı soruşturması devam ediyor, ama bana yakın olan birisi olduğunu varsaymalıyım. | Open Subtitles | كيف وبواسطة من يتولاها تحقيق جارٍ ولكن عليّ أن أفترض أنه شخص قريب مني |
| Uther'e ulaşmak için ona yakın birine ihtiyacın var. | Open Subtitles | لتصل إلى ( يوثير ) أنت بحاجة إلى شخص قريب منه |
| Karısına ve çocuklarına yakın birisini tanıyorum. Bize yardım edebilir. | Open Subtitles | لدي شخص قريب من زوجته و إبنه يعمل معي في إيجادها. |