Parmak izini buldukları yer patlayıp da bir hademeyi öldüren bombanın bir parçası. | Open Subtitles | بصماتُها هي التي وجدوها على شظية من شظايا القنبلة التي إنفجرت وقتلت البواب |
Bir kurşun parçası sekizinci kaburgada parçalanmış ve kaybolmuş. | Open Subtitles | يظهر أنّ هناك شظية من الرصاصة شقّت الضلع الثامن ثم إختفت. لا يوجد جرح خروج ثانٍ. |
Arkadaşının dişinin bir parçası hala parmağımdan çıkmadı. | Open Subtitles | لا زالت شظية من سن صديقه مغروزة في قبضتي |
El yapımı patlayıcıdan kopan şarapnel parçası omuriliğine saplanmış ve hala orada duruyor. | Open Subtitles | شظية من القنابل المفخخة سبب تمزقاً في عاموده القري ومازالت ملتصقة |
Kaburgalarından çıkan bir kıymık parçası dalağına saplanmış olabilir. | Open Subtitles | ربما شظية من أحد كسور الأضلاع قامت بثقب الطحال |
Tek parça kayboldu kristalın bir parçası. | Open Subtitles | وفقدت قطعة واحدة منها، شظية من البلورة |
Mekanik ateşinden bir şarapnel parçası şakağına girdi. | Open Subtitles | شظية من قذيفة "ميك" أصابته في صدغه الأيمن |
LN: İlk başta yalnızca bir odun parçası diye düşündü; çünkü insanların daha önceleri Fyles Leaf Bed'de buldukları tarih öncesi bitki parçalarına benziyordu. | TED | لطيف ناصر: ظنت في البداية أنه مجرد شظية من الخشب، لأنه تم العثور على مثل هذه الأشياء في ذلك المكان من قبل-- أجزاء نباتات من عصور ما قبل التاريخ. |
Bull, Hollanda'da patlayan tankın parçası ile yaralandı. | Open Subtitles | و بول اصابته شظية من دبابه في "هولاندا" |
- Kalça kemiği parçası. | Open Subtitles | شظية من عظم الفخذ |
Ustura parçası. | Open Subtitles | شظية من شفرة حلاقة. |
Bir IED'den gelen şarapnel parçası vardı onda. | Open Subtitles | لدية شظية من عبوة ناسفة. |
- Bağdat'tan hatıra, bubi tuzağından bir şarapnel parçası. | Open Subtitles | ماذا؟ (تذكار من (بغداد شظية من قنبلة |
"Burada Demir Adam'ın bir parçası yatıyor." | Open Subtitles | "هنا ترقد شظية من (آيرون مان)" |