| Yardımıma ihtiyacı olan, benim gibi düşünen insanlar olduğunuzu sandım. | Open Subtitles | أقصد، ظننتُ أنّك تسعى لمُساعدتي، أنّ روحينا مُتشابهة. |
| Seni bulaşık makinesi tamircisi sandım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك كنتِ مصلّح آلة الغسيل. |
| Ben doğum kontrol hapı kullandığını sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك, تعلمين, تتناولين حبوب منع الحمل. |
| Size katılmamı istediğinizde benden olaya dahil olmamı istediğinizi sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك عندما طلبت منّي الانضمام إليكما، كنت تتوقّع منّي أنْ أشارك. |
| Üç aydır seni takip ediyorum. Daha zeki olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أطاردك لثلاثة أشهر لقد ظننتُ أنّك مجرمٌ عبقري.. |
| Senin adam olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك رجلاً |
| Bunu saklamak istersin diye düşündüm. Hem sen benden daha iyi bir nişancısın nasılsa. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك قد ترغبين بهذه فأنت قنّاصة أفضل منّي على كلّ حال |
| Sadece belki fikrini değiştirmişsindir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | إنّما... ظننتُ أنّك قد تغيّرين رأيك |
| Eğer bilseydim-- Bebeğimi alacağını sandım. | Open Subtitles | لو كنتُ أعلم أنّكَ لم تكُن تحاول أن ...ظننتُ أنّك كنت تحاول أخذ طفلي , و |
| Beni bıraktığını sandım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك تركتني. |
| Seni spor salonundan hatırladım sandım. - Yok. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك ذهبت إلى صالتي الرياضيّة . |
| İzin almak için yalan söyledin sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك إختلقت ذلك لتحصل على عطلة. |
| Evet, hayatımın aşkı olduğunu sanmıştım, bu yüzden... | Open Subtitles | حسنُ، أنا أيضاً ظننتُ أنّك حب حياتي، لذا... |
| Ben dışarı çıkıp kafaları bulacağız sanmıştım, dostum. | Open Subtitles | تمهّل يا (ماك)، لقد ظننتُ أنّك تريد الخروج لتثمل يا رجل |
| Emekli olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك تقاعدت. |
| - Ne olduğunu hep biliyordum, Harvey ve bunun en değerli varlığım olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | -جيسكا) )... -لطالما عرفتُك يا (هارفي ) ولقد ظننتُ أنّك أعظم ما أملكه |
| Neyse, bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك قد ترغب بمعرفة هذا بكلّ الأحوال. |
| Belki bu işine yarar diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك قد تكون قادراً على تجربة هذا. |
| Toplanmak için yardım istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننتُ أنّك قد تحتاج لبعض المساعدة في جمع الأغراض. |
| Ben de ilgini çeker diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أجل، ظننتُ أنّك ستكون مهتما. |
| Bak Ray, Jane'le başa çıkabilirsin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | (راي)... ظننتُ أنّك تستطيع التعامل مع (جاين). |
| Bak Ray, Jane'le başa çıkabilirsin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | (راي)... ظننتُ أنّك تستطيع التعامل مع (جاين). |