| Onu ilk gördüğümde, birkaç güne kadar ölür sanmıştım. | TED | حين رأيتها أول مرة، ظننت أنها ستموت في غضون أيام. |
| Koşarak çıktı, eve döneceğini sanmıştım. | Open Subtitles | لقد خرجت مسريعاُ , ظننت أنها ذهبه إلى البيت |
| Ruby. - evet. Bu Lillith'in arabası. Onun kasabada yaşadığını sanıyordum, Haydi. | Open Subtitles | روبي , هذه سيارة ليليث ظننت أنها تسكن في المدينة , هيا |
| Ben bunu video oyunu sanıyordum. Gerçek insanlara zarar vermek istememiştim. | Open Subtitles | لا، ظننت أنها كانت لعبة فيديو لا أريد إيذاء أناس حقيقيين |
| Çiçek falan kokar sandım ama sigarayla Hindistan cevizi kokuyor. | Open Subtitles | ظننت أنها ستبدو مثل رائحة الورود ولكنها سجائر وجوز الهند |
| Ve düşündüm de, wow, tek başına kalacak, demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | ظننت أنها ستقع في حبي من أول نظرة، أتفهم ما أعنيه ؟ |
| Cadı toplantısından çok toga giyilen o partilerden olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أتعرفين، ظننت أنها ستكون أشبه بحفلة صاخبة بدلاً من مجموعة ساحرات |
| Açıkçası, onun koca karı ilaçlarından olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لأكون صريحة معكِ ظننت أنها من المعتقدات القديمة |
| Harika bir fikir bulduğumu sanmıştım ama bu posterde görmüş olmalıyım. | Open Subtitles | ظننت أنها كانت فكرة عظيمة لكن لابد و أنني رأيتها في هذه الصورة |
| ...ve yerde kanalizasyon olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنها غرفة مليئة بالأطفال والمياه تملأ المكان. |
| Geldiğinde annem de aynı şeyi söylemişti. Görüşüyorsunuz diye kızdığından sanmıştım. | Open Subtitles | قالت أمي نفس الشيء ظننت أنها مستاءة فقط لأنك تقابلها |
| - Önümüzdeki Perşembe olduğunu sanıyordum. - Hayır, bu akşam. | Open Subtitles | ـ ظننت أنها في الخميس القادم ـ لا، أنها الليلة |
| Beni beklediğini sanıyordum. Neden hala dönmediğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | ظننت أنها تنتظرني أنا لا أفهم لماذا لم تعود حتى الآن |
| Bütün parasını size bırakmak için gerekli işlemleri yaptığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنها تعد الترتيبات كي تترك لك كل أموالها. |
| Önce güneşten sandım ama sonra kafamın üstünde bir delik açılıyormuş gibi hissettim. | Open Subtitles | ظننت أنها الشمس فقط، ولكن بعدها شعر وكأن يتم حفر حفرة بداخل رأسي |
| Benim için bir sürpriz sandım, ama değilmiş. | Open Subtitles | ظننت أنها كانت مفاجأة من آجلى لكنها لم تكن |
| Ben de, başkanlıktaki ilk günümü kutlamak için... bir çeşit hediye falan gönderdiler sandım. | Open Subtitles | ظننت أنها هديّة شيئ لأحيي به ذكرى أول يومٍ لي كمحافظ |
| Seni o kızla görünce seninle beraber olduğunu falan düşündüm. | Open Subtitles | ،عندما رأيت مع تلك الفتاة ظننت أنها ربما تكون معكَ |
| düşündüm de bırakmamı isteyebilir saat bu kadar geçken. | Open Subtitles | ظننت أنها ستوافق على توصيلة بهذا الوقت المتأخر |
| O yüzden ilk olmadığını biliyordum ama sondur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | علمت أنها ليست الأولى لكن ظننت أنها قد تكون الأخيرة |
| Onun sıradan Williamsburglü bir kız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، فقط ظننت أنها فتاة عادية من شارع ويليامسبورغ. |
| Garaja kapadın diye ortadan kaybolacağını mı sandın? | Open Subtitles | هل ظننت أنها ستختفي لمجرد أنك حبستها في المرآب |
| Ve Bayan Marianne' in ilgilenebileceğini düşündüğüm müzikleri araştırdım. | Open Subtitles | و أحضرت بعض الموسيقى ظننت أنها ستعجب الآنسة ماريان |