| tren frenlerinin içersinde, en azından Almanyadaki tren frenlerinde frenlerde bulunan bir parça domuz kemiği külünden imal edilmektedir. | TED | في مكابح القطارات .. في مكابح قطارات ألمانيا على الاقل حيث يوجد جزء من المكابح مصنوع من رماد العظام |
| Keşke oğullarımdan, en azından biri hayatta olsaydı diye iç geçiririm bazen. | Open Subtitles | دائماً ما اتمنى أن يكون أحد أولادي على الاقل على قيد الحياة |
| bari bu hatayı telafi edeyim. Benimle eve geliyorsun. Atla haydi. | Open Subtitles | على الاقل استطيع ان اعوضك ستأتى معى للمنزل |
| En iyi satıcılar haftada en az bir kez gelişim amacıyla aktivite yaparlar. | TED | على الاقل مرة اسبوعيا يقوم أفضل مندوبو المبيعات بممارسة أنشطة تهدف الى تطورهم. |
| Partizanlıkta altın çağdı bu. Yani Hiç olmazsa bir araya gelip ulusal sorunları çözmekte altın çağdı. | TED | كان هذا عصراً ذهبياً للتعاون، على الاقل في قدرة الاحزاب للعمل سوياً و حل المشكلات القومية. |
| Aranızdan en şanslısı da bu herif. Hiç değilse bugünkü yuhalamaları duymadı. | Open Subtitles | ها هو الشخص المحظوظ, على الاقل لا يمكنه سماع صيحات الاستهجان اليوم |
| ama yinede, sonunda ne kadar sinirli olduğunu gördün, özür dilerim. | Open Subtitles | لكنني غير آسفة لأنه على الاقل عرفت كم هي مجنونة بالكامل |
| Köprücük kemiğim kırıldı. Neyse, en azından patronum beni dinler artık. | Open Subtitles | على الاقل رئيسي سيستمع الى الان بعد ان كسرت عظم ترقوتي |
| Sana da selam verdim. en azından bir cevap ver Shareif. | Open Subtitles | لقد القيت عليك التحية أيضا اعترف بذلك على الاقل ياسيد شريف |
| en azından rüzgara karşı yürüme artistliğini yapmadı. O şeyden nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنا على الاقل لم يفعل ما هو معاكس للريح اللعنة اكرة هذا |
| en azından çaba gösteriyor ama kim bilir ne kadar sürer. | Open Subtitles | على الاقل حاول ذلك لكن يعلم الله الى متى سيظل ؟ |
| Peki, madem gitmek istiyorsun en azından şu öksürük şurubunu al. | Open Subtitles | طالما انت مصر, على الاقل اشرب قليل من دواء الكحه هذا |
| Senin düğünlerinden en azından birinde sonuna kadar kalmaya söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت نفسى ان احضر على الاقل واحد من حفلات زفافك |
| Filmlerim hatırlanmayacaksa bari ölüm biçimim hatırlansın dedi. | Open Subtitles | لقد تصورت انها على الاقل سيتم تذكرها بسبب الطريقه التي ماتت بها. |
| Size bari bir telefon numarası vereyim. | Open Subtitles | على الاقل خذى رقمى للتصلى بى حين تحتاجين الى |
| Aman Tanrım. Tanrım, en azından aynı taraftaymış gibi görünün bari. | Open Subtitles | يا إلهي ، على الاقل تظاهرا بأنكما في نفس الجانب |
| İntihar bombacımız, bomba patlamadan en az bir gün önce ölmüş. | Open Subtitles | مفجّرنا الإنتحاري كان ميّتا على الاقل قبل يوم من إنفجار قنبلته. |
| O şeyin üstüne en az bir kere daha binmeliydin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تخرجي مرة أخرى على الاقل مرة واحدة |
| Hiç olmazsa akşam yemekleri için bir sohbet konuları oldu. | Open Subtitles | على الاقل تعطيهم شيئا للحديث عنه في العشا? |
| Hiç olmazsa baban için yap! | Open Subtitles | حسناً . أذا لم تريدى فعلها من أجلى على الاقل أفعليها من أجل والدكِ |
| Bir daha, önce bununla başla palavra ama Hiç değilse bir çaba. | Open Subtitles | في المرة القادمة تعايشي مع ذلك إنه هراء لكنه محاولة على الاقل |
| - Ziyaret hiç aklıma gelmezdi. - Hiç değilse dürüst birisin. | Open Subtitles | على الاقل زيارتهم حسنا , على الأقل أنت صادق |
| sonunda olacak, sanırım. | Open Subtitles | على الاقل انها يمكنها ان تفعل ذلك وانا اعتقد00 |
| Neyse Gary birazdan gerçekleriyle gelir. | Open Subtitles | على الاقل سيحضر جارى ومعه الاشياء الحقيقيه خلال دقائق قليله |
| - En az 20, belki daha fazla. - Neden beni şimdi öldür müyorsun? | Open Subtitles | وقد شيخت عشرون سنه على الاقل او اكثر لماذ لا تقتلنى الان |