Burada her şey çok iyi gidiyordu, hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | بصراحة, كان كل شيء بخير لذا لم يخطر على بالي |
Masamda oturmuş bir araştırma burs talebi yazıyordum ve daha önce hiç aklıma gelmeyen bir düşünce geçti aklımdan. | TED | كنت جالسةً في مقعدي، أتقدّم لمنحة، ومرّت ببالي فكرة لم تخطر على بالي مسبقاً. |
Benim ilk düşüncem bu onların yazışarak iletişim kurabilmelerine izin verecek olmasıydı. | Open Subtitles | و أول ما خطر على بالي أنهم سيتمكنون من تبادل الرسائل المكتوبة بينهم |
düşüncem bu şekildeydi, neyse... | Open Subtitles | حسناً , هذا ما طرأ على بالي , لا يهم في الواقع ... |
Aklımdan geçmedi değil hani ama daha sonra kendimi hapishanede hayal ettim. | Open Subtitles | سأقر لك ، لقد خطرت الفكرة على بالي ولكن بعدها تخيلت نفسي في السجن |
kafamda kızlardan daha ciddi şeyler var. | Open Subtitles | عِنْدي أشياءُ أكثرُ جديّة على بالي أكثر مِنْ البناتِ والمدرسةِ |
Bu fikir aklıma gelir gelmez, karıma bundan bahsetmemeye karar verdim. | TED | وما ان خطرت على بالي هذه الفكرة حتى قررت ان اخبر زوجتي .. حناً |
hiç aklıma gelmemişti ki onca yıldan sonra memleketim hala Kore’ydi. | TED | لم يخطر على بالي بعد هذه السنوات، أن كوريا ما زالت هي الوطن. |
O sıralar gerçekten yalnızlığın pençesindeydim. Bütün gün insanlarla iç içe olduğum hiç aklıma gelmedi. | TED | لقد كنت تحت قبضة الوحدة القاسية حينها، ولكنى كنت محاطًا بالناس طوال اليوم، لذا فلم يخطر هذا على بالي. |
- Sormak hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | هل تعلم شيئا ؟ لم يخطر على بالي أن أسأله |
aklıma gelmişti. | Open Subtitles | لا بدَ أن أعترف بأنَ الفكرة خطرت على بالي |
Açıkçası ilk düşüncem sana hayır demek. | Open Subtitles | بأمانة ، أول ما طرأ على بالي هو قول لا |
Olay şu ki, bu sabah uyandığımda ilk düşüncem Shay'e anlatmayı bekleyemeyeceğim oldu. | Open Subtitles | الأمر بمَ فيه... هذا الصباح عندما أستيقظت، أول أمرٍ خطر على بالي كان، أنّني أتحرّق شوقًا لكي أُخبر (شاي). |
Olay şu ki bu sabah uyandığımda, ilk düşüncem Shay'e anlatmayı bekleyemeyeceğim oldu. | Open Subtitles | الأمر بمَ فيه... هذا الصباح عندما أستيقظت، أول أمرٍ خطر على بالي كان، أنّني أتحرّق شوقًا لكي أُخبر (شاي). |
Aklımdan geçmedi diyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقولَ أن هذا لم يخطر على بالي |
Aklımdan geçmedi değil, umurumda değil çünkü iki masum insan öldürdünüz. | Open Subtitles | نعم، خطر هذا على بالي لكني في الواقع لا اهتم، لان جماعتك قتلوا شخصين |
Amm, kafamda bir sürü şey var. | Open Subtitles | لدي أمور كثيرة على بالي أتعرف؟ |
Şu an kafamda çok başka şeyler var. | Open Subtitles | حَسناً، عِنْدي أشياءُ أخرى على بالي الآن! |