| Ellerini başının üstüne koymanı söyleyecekler. Dediklerini yap. | Open Subtitles | سيخبرونك ان تضع يديك على رأسك أفعل ما سيقولونه لك |
| Ellerini başının üstüne koymanı istiyorum... 954 olay yerine yaklaşıyor. | Open Subtitles | و أريدك أن تضع أيديك على رأسك ما زالت لا أصدق بأنّني فعلت هذا بنفسي |
| Ellerini başının üzerine koy ve orada kalsınlar. | Open Subtitles | ويجب أن أتصل بمقر القيادة فى الحال ضع يديك على رأسك وإبقيهم هكذا |
| Ellerini başının üzerine koy ve orada kalsınlar. | Open Subtitles | ويجب أن أتصل بمقر القيادة فى الحال ضع يديك على رأسك وإبقيهم هكذا |
| Hey, eğer çeneni hemen kapatmazsan o lanet Kafanı bira kutusuna sokacağım. | Open Subtitles | هي، أنا سأكسر قنينة على رأسك إذا أنت لا تغلق فمك |
| Ellerini başının üstüne koy. Koy, yoksa vururum. | Open Subtitles | ضع يديك على رأسك إفعلها الآن و إلا أطلقت النار |
| Ellerini başının üstüne koy! Dizlerinin üstüne çök, hemen! | Open Subtitles | قلت ضع يديك على رأسك و اجثو على ركبتيك الآن |
| başının üstüne tırmanıyorlar, ve oraya yumurtalarını bırakıyorlar! | Open Subtitles | أنهم كالحيوانات الصغيره تتسلق على رأسك بالحبال وتستلقي هناك وتضع بيضها |
| Ellerini başının üstüne koy ve dizin üstüne çök. | Open Subtitles | ضع يديكَ على رأسك. وانزل على ركبتيك، الآن. |
| Ellerini başının üstüne koy. | Open Subtitles | يداك على رأسك تباً يا رجل, لابد انك تمازحني |
| En azından başının üstüne yaşlı yazan bir tabela koyduğunu söyle. | Open Subtitles | قولي لي أنكِ على الأقل وضعتي قماشة قديمة على رأسك في المصعد |
| Bazen, seni o yetimhanede başının üzerine attıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً أظن أنهم في دار الأيتام. أوقعوك على رأسك |
| Diş fırçasını bırakıp ellerini başının üzerine koy. | Open Subtitles | اسقطي فرشاه الاسنان ارضا وضعي يديك على رأسك |
| Polis! Ellerini başının üzerine koy ve yere yat! | Open Subtitles | شرطة، ضع كلتا يداك على رأسك وأنزل على ركبتيك |
| O öksürük için Kafanı bir kese kağıdına sokmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تضع كيسا ً على رأسك لعلاج ذلك السعال |
| Bazen öksüzler yurdunda kafana bir şey düşürdüklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | أحيانا أظن أنهم في دار الأيتام ذلك أوقعوك على رأسك اللعين |
| Ve Kafandaki şu şapkayla seni ciddiye almam mümkün değil. | Open Subtitles | ولا يمكنني أن آخذك بجدية بوجود هذا الشيء على رأسك. |
| Lanet olası... yada bebekken annen seni kafa üstü düşürmüştür. | Open Subtitles | تباً لا أدري، ربما أسقطتك أمك على رأسك عندما كنت طفلاً |
| - Kitabı kaldır. başına koy, ve oraya kadar yürü. | Open Subtitles | التقطي الكتاب ضعيه على رأسك وامشي حتى هناك |
| Çocukken kafanın üstüne mi düştün yoksa doğuştan mı problemin var? | Open Subtitles | هل سقطت على رأسك كالطفل أم أن ثمّة خطب ما بك؟ |
| başının üstünde uzun süre kalıp kırmışsın. | Open Subtitles | هل وقفت على رأسك لفترة طويلة، لك كسره. |
| Ellerini başının arkasına koy, arama yapacağım. | Open Subtitles | لا تخلع سترتُك. ضع يديك على رأسك حتى أفتّشك. |
| Yere oturun ve ellerinizi başınızın üstüne koyun. | Open Subtitles | الآن أريدك أن تجلس على الأرضية وتضع أيديك على رأسك |
| Başını dik tut! Harikasın. | Open Subtitles | حافظ على رأسك مرفوعاً فأنت تقوم بعمل جيد |
| Elini kafana koy. Önüne bak! | Open Subtitles | يدك على رأسك وأنظري للأمام |
| Yaşlı ve mutsuz olmakla Başına bir tabanca dayamak arasında büyük fark var. | Open Subtitles | فرق كبير بين أن تكون عجوز وحزين وبين أن تضع مسدس على رأسك |
| Sıkı dur, Nathan. Babayı almaya gidiyoruz. Evlat, kafanda bir külotlu çorap var. | Open Subtitles | تمسك يا ناثين سنذهب لنقل أبيك يا بنى ثمة جورباً نسائياً على رأسك |