| Şimdi Aniden tekrar aktif olmak istiyor. | Open Subtitles | والآن على حين غرّة تريد أن تنشط ثانية |
| Kamaramda dinleniyordum sonra Aniden güverteden gelen korkunç sesler duymaya başladım. | Open Subtitles | هناك... كنت أرتاح وعلى حين غرّة سمعت شجارًا مشينًا على ظهر السفينة |
| Onu hazırlıksız yakalayıp tepkisini ölçmek daha akıllıca olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن نصطاده على حين غرّة ونرى ردّة فعله |
| Yani onlara saldırdığımızda hazırlıksız yakalanacaklar. | Open Subtitles | و هذا يعني أنّنا سنأخذهم على حين غرّة عندما نغيّر خطّة هجومنا |
| Demek bu şeyler Birden ortaya çıktı, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذاً ، خرجت تلك الأشياء على حين غرّة ، أليس كذلك ؟ |
| Beşinci Kol onu savunmasız yakaladı ki inan bana bu zor bir şeydir. | Open Subtitles | أخذها الرتل الخامس على حين غرّة و صدّقني، هذا أمرٌ صعبٌ |
| Kamaramda dinleniyordum sonra Aniden güverteden gelen korkunç sesler duymaya başladım. | Open Subtitles | هناك... كنت أرتاح وعلى حين غرّة سمعت شجارًا مشينًا على ظهر السفينة |
| Aniden ve adaletsizce. | Open Subtitles | على حين غرّة وبدون عدل |
| Aniden saldırdı ve beni ısırdı. | Open Subtitles | هاجمني على غرّة وعضّني. |
| Öylece Aniden bıraktın. | Open Subtitles | لقد ذهبت على حين غرّة |
| - Bana Aniden vurdun! - Tabi! | Open Subtitles | لقد لكمتني على حين غرّة - في أحلامك - |
| Fırtına pek çok yeni geleni hazırlıksız yakalıyor. | Open Subtitles | تأخذ العواصف عديد الوافدين الجدد على حين غرّة |
| Erken kış fırtınası onları hazırlıksız yakaladı ve su giderek donuyor. | Open Subtitles | عاصفةٌ شتوية مبكرة تأخذهم على حين غرّة والجليد يدنو منهم |
| Bir daha sana hazırlıksız yakalanacağımı sanma. | Open Subtitles | لا تعتقد أنّكَ ستضربني على حين غرّة مُجدّدًا. |
| Bir paratoner alıp Hayalet Avcılarını çekip onları hazırlıksız yakalayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الإتيان بمانعة صواعق، واستدراج الفرسان الأشباح وضربهم على حين غرّة. |
| Ama böylesine bir düşmanlık beni hazırlıksız yakaladı. | Open Subtitles | لكنّ هذا الشجار فاجئني على حين غرّة |
| Ben de, neden hiç birinizin hastamızın karaciğerinde Birden bir sızıntı olduğunu kafanıza takmamanızı kafama takıyorum. | Open Subtitles | لذا فأنا مهتمٌّ بعدمِ اهتمامكم بسببِ انفتاقِ كبدِ مريضتنا على حينِ غرّة |
| Bu sabah Birden bire beni sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني صباح اليوم وعلى حين غرّة بأنّه يحبّني |
| Piyano öğretmenimin burnu Birden bire buraya geldiğinde dehşete düşmüştüm. | Open Subtitles | وكنت مفزوعة من مُدرّس البيانو الخاص الذي أصبح أنفه هنا على حين غرّة. |
| Hydra bizi sürpriz şekilde yakaladı. | Open Subtitles | -لقد فاجأتنا الـ"هيدرا" على حين غرّة . |