| Doğru olanı yaptın Bart. Ve şimdi para senin olabilir. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصحيح والآن أحتفظ بالمال |
| Doğru olanı yaptın ve bu beni çok mutlu etti. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصحيح وهذا يجعلني سعيدة جدًا جدًا |
| Onu gördüğüm anda anladım. Doğru olan şeyi yaptım. | Open Subtitles | في اللحظة التي رأيته فيها علمتُ أنني فعلت الشيء الصحيح |
| Doğru şeyi yaptın. Bazen bunun bedeli çok yüksek oluyor. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصحيح ولكن الثمن إحياناً يكون غالي جداً |
| Doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصحيح |
| Her ne kadar kendi kendime doğru olanı yaptığımı söylesem de Emma Pierce öldü. Çünkü... | Open Subtitles | لكن مهما أقول لنفسي أنني فعلت الشيء الصحيح |
| O yapabileceği tek şeyi yaptı | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الوحيد الذي يمكنها ان تفعله |
| Sanırım daha sonraları, tek başıma doğru şeyi yaptığımı bilmek istiyorum anlatabiliyor muyum? | Open Subtitles | اعتقد انني فقط اريد أن اعرف ذلك لاحقا بأني قد فعلت الشيء الصحيح من خلال نفسي إذا كنت تنظر ما انا أعنيه |
| Onun masum olduğuna inanıyorsun, fakat doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أنها بريئة لكنك فعلت الشيء الصحيح بالقدوم لي |
| Dinle bu daireyi almakla doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | الاستماع... ... فعلت الشيء الصحيح شراء تلك الشقة. |
| Üzgün olduğunu biliyorum, ama sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | أعرف إنك حزين ولكنك فعلت الشيء الصواب |
| Endişelenme, sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لا تتأسف. لقد فعلت الشيء الصحيح. |
| Hayır, sen doğru olanı yaptın tamam mı? | Open Subtitles | لا، أنت قد فعلت الشيء الصحيح، حسناً؟ |
| Sen doğru olanı yaptın Jim. Bir polis karısı ile evlenmedin. | Open Subtitles | أنت فعلت الشيء الصحيح يا (جيم) أنتم لم تتزوج زوجة شرطي |
| Evet, boş yere. Hiçbir şey olmasa, oral yapmasına izin vermeyerek doğru şeyi yaptım. | Open Subtitles | بلى, لاشيء, إن كان هناك شيء, فأنا فعلت الشيء الصحيح, بعدم جعلها تلعق لي |
| - Onun yapmamı istemediği bir şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت الشيء الوحيد الذي لم يُرد مني فعلهُ |
| Ben de mutluluk için yapılması gereken tek şeyi yaptım. | Open Subtitles | لذلك أنا فعلت الشيء الوحيد حينما كان سيتحقق |
| Yapabileceğin tek şeyi yaptın. Bir centilmen gibi davrandın. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الوحيد الذي بوسعك لقد تصرّفت كرجل محترم |
| Ben yanıldım. Sen doğru şeyi yaptın ve seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد كنت مخطئاً، لقد فعلت الشيء الصحيح وأنا فخور بك |
| - Doğru olanı yaptım ben. | Open Subtitles | فعلت الشيء الصحيح |
| Keşke doğru olanı yaptığımı bilseydi diyordun ya hani. | Open Subtitles | وكيف تتمنى انه يعرف أنك فعلت الشيء الصحيح |
| Sanırım onların yerinde olsaydım ben de aynı şeyi yapardım. | Open Subtitles | وأظن أنني لو كنت بمكانهم لكنت فعلت الشيء ذاته |
| Hatta, pilot koltuğunda sen olsaydın sen de aynı şeyi yapardın diye düşünüyorum. | Open Subtitles | إعتقد لو أنك في مقعد الطيًار لكنت فعلت الشيء نفسه |
| -O zaman doğru şeyi yapmışsın. -Gerçekten mi? | Open Subtitles | . إذن أنت فعلت الشيء الصحيح حقاً ؟ |