| Teşkilatta çalışırken bizi böyle açık eden birine ne yapardım biliyor musun? | Open Subtitles | عندما عملتُ في الوكالة, أتعلم ماذا كنتُ لأفعل لشخصٍ يفضحنا بمثل تلك الطريقة؟ |
| Projeye olan inancım, Teşkilatta iki yıl kaybetmeme neden oldu. | Open Subtitles | ثقتي العمياء في ذلك المشروع كلفني عامين في الوكالة |
| CIA için çalışmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني بأنّك لست في الوكالة بعد الآن أخبرني بأنّك أستقلت |
| CIA tarafından işe alındım çünkü zeki ve kurnazım ve harika bir yalancıyım. | Open Subtitles | أعدت تجنيدي في الوكالة لأني ذكي وماكر وكاذب بارع |
| NSA'de çalışan çok insan var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الناس يعملون هنا في الوكالة |
| Teşkilâtta, Afganistan'da çalışan herkesi korumaya çalışacaklardır. | Open Subtitles | سيرغبون بحماية كل شخص في الوكالة ممن يعملون ضدنا لافغانستان |
| İkimiz hariç Teşkilât'tan hiç kimse bunu bilmeyecek. | Open Subtitles | لا أحد في الوكالة يجبُ أن يعرف عدانا. |
| Burt Peterson bana senin bu ajansta uzak durmam gereken tek kişi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | (بيرت بيترسن) أخبرني أنّك الشخص الوحيد في الوكالة الممنوع الاحتكاك به. |
| Kız geldi ama ajansta bir karışıklık yaşanmış ve korkarım yolladıkları bu yeni kızın yaşı her zamankinden büyük. | Open Subtitles | لقد وَصَلت، لكن كان هناك بعض الإلتباس في الوكالة وقد أرسلوا فتاةً جديدة، والتي أخشى أنّها تبدو أسنّ من المألوف. |
| teşkilattaki arkadaşlardan bir hediye: 50 dolar tasarruf bonosu. | Open Subtitles | هذا بعض الشيء من الأولاد في الوكالة,خمسون دولارا سند إدخار |
| Teşkilatta ki acemilik zamanımda saha ajanlığında bana yol gösteren biriydi. | Open Subtitles | هو الشخص الذي عينني في الوكالة |
| Trubachev'in CIA'ye çalıştığını Teşkilatta sadece 12 kişi biliyor. | Open Subtitles | هناك فقط 12 شخص في الوكالة ييعرفون أن " تروباشيف " هدف استخباراتي عالي |
| Artık Teşkilatta değilim. | Open Subtitles | لم أعد أعمل في الوكالة بعد الآن. |
| Teşkilatta güvendiği kimse yok mu? | Open Subtitles | ألا يوجد أي أحد آخر في الوكالة يثق به؟ |
| - Katılıyorum. CIA'den kimseye güvenemeyiz. Hadi. | Open Subtitles | أوافقك الرأي، لا يمكننا الوثوق بأحد في الوكالة ، هيا بنا |
| Neden CIA kariyerini bu kadar hızlı bitirsin? | Open Subtitles | لماذا قامت بإنهاء عملها في الوكالة بهذه السرعة؟ بسبب البروتوكول خاصتك |
| NSA'de işler bitmek bilmiyor ve ne yaparsak yapalım herkesi takip etmek için yeteri kadar dedektifimiz olmuyor. | Open Subtitles | انه صقل لا ينتهي هنا في الوكالة ويبدوا أنه لا يوجد عدد كافي من المحققين لتتبع الجميع |
| Peki bu olumsuz değerlendirme bu hafta NSA Genel Danışmanı Roger Garber'a yapılan görevi suistimal raporlamasından sonra mıydı? | Open Subtitles | وهل جاء التقييم السيء هذا الأسبوع بعد أن رفع تقريرًا بالإبلاغ عن فساد في الوكالة إلى المحامي العام روجر غاربر؟ |
| Ve Teşkilâtta işler değişiyor. | Open Subtitles | ...و الأمور قد تغيرت في الوكالة |
| Ya Teşkilât'tan biri bunu öğrenirse... | Open Subtitles | اذا عرف أي شخص في الوكالة عنهذا... |
| Evet, ayrıca Lucky Strike'ın bu ajansta başkalarına yaptığımız tüm işleri de onlara fatura ettiğimizi fark ettiğini Lane'e söylemesini Caroline'a hatırlatmam gerektiğini hatırlatır mısın? | Open Subtitles | نعم ، و ذكريني أن أذكِّر (كارولاين) أن تخبر (لين) أن "لاكي سترايك" لاحظوا أنه قد تم محاسبتهم على كل ما نقوم به من عمل لكل شخصٍ آخر في الوكالة |
| Görünüşe göre ajansta bir güvenlik açığı var ve sanırım kaynağını tespit ettim. | Open Subtitles | يبدو بأن هناك خرق في الوكالة وأعتقد بأنّني عرفتُ المصدرَ |
| İlk olarak, bunun hiçbir anlamı yoktu ve ikinci olarak da, senle ben teşkilattaki geçmişimizi arkamızda bırakacağımıza dair anlaşmıştık. | Open Subtitles | قبل كل شيء لم أقصد شيئًا وثانيا وافق كلانا على ترك ماضينا في الوكالة خلفنًا |