| - kafanın içinde söylediklerini kontrol edebilmene yarayacak bir şeyler olsaydı.. | Open Subtitles | إلا إذا كان هناك شيء في رأسك للسيطرة على الأمور تقوله. |
| Ben de değilim! Kendimin kafanın içinde yer alan versiyonuyum sadece! | Open Subtitles | انا لست حقيقي , انا مجرد نسخة مني موجودة في رأسك |
| Kendi kafanda İngilizce konuşuyor olabilirsin ama ağzından çıktığı zaman vızıltıymış gibi duyuluyor. | Open Subtitles | أعني ، أنك في رأسك تتكلم الإنجليزية لكن حينما تنطقها فكلها طنين وطقطقات |
| Mücadeleciler bunu kurumsal cinayet olarak adlandırıyorlar. Hemen kaybol yoksa kafanda delik açarım. | Open Subtitles | دعا نزلاء المخيمات بأنها جريمة منظمة اذهب الآن وإلا وضعت ثقباَ في رأسك |
| Ama ısrar edersen, kafana bir delik açmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ولكن اذا كنت تصر انا سوف أضع ثقب في رأسك |
| Kafandaki sesim içindeki Karanlık Olan'ın güçleriyim bütün Karanlık Olanlar'ın içinde. | Open Subtitles | أنا الصوت في رأسك قدرات القاتم بداخلك وفي داخل جميع القاتمين |
| Yaptığın şeylerle ona bir faydan dokunmuyor. Bunların hepsi senin Aklında. | Open Subtitles | هذا ليس له علاقة بما تفعلين كل هذا الهراء في رأسك وحسب |
| Bir ışık yılı içindeki bütün borsalar kafanın içinde tartışıyor. | Open Subtitles | كل سوق أسهم على بعد سنة ضوئية يضج في رأسك |
| Bana söylemediğin şeyleri, kafanın içinde ona anlatıyorsun. | Open Subtitles | تخبره عن كل الأشياء التي لا تخبرني بها وما يدور في رأسك |
| kafanın içinde incelemeye devam et. Öylesi daha iyi. | Open Subtitles | عودي لتحليلك لي في رأسك أظن أنني أفضل ذلك أكثر |
| Yaşadıklarımız ya da yaşayacaklarımız her ne idiyse, hepsi kafanın içinde. | Open Subtitles | , مهما كان بيننا أو سيكون كله في رأسك فحسب |
| Şayet o domuza herhangi bir cazibeli işmarda bulunursan hiç terddüt etmeden o güzel kafanda sikimi sokacak kadar bir delik açarım. | Open Subtitles | أنت تعطي أن الخنزير كثيرا كما دافع مغر، انا ذاهب لتفجير حفرة في رأسك كبيرة بما يكفي ل الجمجمة اللعنة عليك في |
| Kazada, kafanda bir film gibi mi oldu yoksa tamamen içinde miydin? | Open Subtitles | الحادثة، هل كانت كفيلم يدور في رأسك أم أنك كنتِ بداخلها مجدداً؟ |
| Bana güvenip sorunlarını anlatarak kafanda ona hiç yer bırakmadın. | Open Subtitles | بائتماني على همومك لمْ تتركي له مكاناً في رأسك هذا |
| kafana bir delik açmak, ve organlarını bilime bağışlamak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اعمل خرم في رأسك واتبرع بأعضائك إلى العلم. |
| Bu sabah kalkıp kafana bir mermi yemek istediğine mi karar verdin? | Open Subtitles | هل أستيقظت هذا الصباح و قررت أن تتلقي رصاصة في رأسك ؟ |
| Bence asıl şu Kafandaki şişlik nasıl oldu, ondan bahsedelim. | Open Subtitles | لنتحدث عن كيفية تلقيك هذه الصدمة في رأسك |
| - Kafandaki bu sesler, hiçbiri senin hayal gücün değil. | Open Subtitles | هذه الأصوات تحدث في رأسك فعلاً وليست خيالاً |
| Yaşlanıyorsun ki yaşlandıkça da öğrendiklerin aklından uçup gidiyor, ne kadar gereksizi varsa da Aklında yert ediniyor. | Open Subtitles | تطير من مخك و الأشياء التي تريد نسيانها تبقى في رأسك |
| Çünkü işimiz bittiğinde kafandan vurulmuş, sırtından bıçaklanmış ve taşaklarında.. | Open Subtitles | لأنك ستحصل على طلقة في رأسك وطعنة بظهرك،وبندقية ترقص عليك |
| Yani önce kafanın içindeki eski seslere sarılırsın... okuldaki çocuklar, eski arkadaşların filan. | Open Subtitles | في بادئ الأمر، تظلين تتذكرين كل الأصوات القديمة في رأسك رفاقك من المدرسة، زملاء قدامى وما إلى ذلك |
| Kral'ın lütfunu kazandığın zaman zihninde başka düşüncelerin oluşması çok daha kolay olur. | Open Subtitles | عندما تتلقىَ نعمة الملك إنّهُ لمن السهل أن تتخلّلك أفكار أخرىَ في رأسك. |
| Kulağına ya da burnuna girip kafanın içine yumurta bırakıyor. | Open Subtitles | إنها تطير وتدخل أذنك أو أنفك وتضع بيوضها في رأسك |
| - Ben kafanın içindeyim. - Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أنا في رأسك - أستطيع رؤية ذالك - |
| Senin cesedin restoranda yerde, Başında da bir delik var. | Open Subtitles | و جثتك في ارض المطعم و يوجد ثقب في رأسك |
| Ancak beyin akımları kafanızda oluşmaya devam eder. | TED | ومع ذلك يستمر توليد تلك الأفكار في رأسك. |