| Benim rehberliğim ve desteğim sizi Bu pisliğe bulaştırdı. | Open Subtitles | إنَّ إرشادي و دعمي هما من وضعاكِ في هذه الفوضى المُهلِكة |
| Bu karmaşada mücadeleye ait iz bulmak kolay olmayacak. | Open Subtitles | عجباً، لن يكون من السهل إيجاد أدلة على صراع في هذه الفوضى. |
| Birisi seni zorda bırakmadıkça bu karışıklığın içinde olmazdın. | Open Subtitles | ما كنت ستكونين في هذه الفوضى إن لم يكن أحدهم يلوي ذراعك. |
| Beni Bu belaya bulaştırdığın için sağol. Yıllardır bu kadar eğlenmiştim. | Open Subtitles | شكرا لإشراكي في هذه الفوضى لم أحظ بمرح كهذا منذ سنوات |
| Lewis "Fotogem" haberinin ortaya çıkmasına yardım ettiğim için bu batağın içinde. | Open Subtitles | (لويس) في هذه الفوضى بسبب انني ساعدت في نشر قصة مجلة الـ(فوتوجيم) |
| Onu bu karışıklığa ben sokmuş olsam da belki çıkarmanın bir yolunu bulabilirim. | Open Subtitles | لو لم ادخلها في هذه الفوضى ربما كان يمكنني ان اخرجها من الفوضى. |
| Eğer çenemi tutabilmiş olsaydım, bu çukurun içine düşmeyecektin. | Open Subtitles | لم تكن ستكون في هذه الفوضى لولا فمي الكبير. |
| - Sakın o çok sevdiğin annen, zaten tüm Bu kargaşanın içinde olmanın sebebi. | Open Subtitles | أن البسالة المحفوظة في المحاكاة هي سبب وجودك في هذه الفوضى من البداية |
| Bu pisliğe kendi becereriksizliğinizi örtbas etmek için uğraşan... | Open Subtitles | نحن في هذه الفوضى لأنك ورفاقك الجبناء تكذبون |
| Kahretsin. Neden kendini Bu pisliğe bulaştırmak zorunda? | Open Subtitles | اللعنة ، لمَ عليه أن يقحم نفسه في هذه الفوضى ؟ |
| Halat 4.5 metre boyunda, Bu karmaşada sesinizi duymamasına yeter de artar. | Open Subtitles | طول الحبل 15 قدما هي بعيدة كفاية كي لا تسمعكم في هذه الفوضى. |
| Bu aptalca bir ayak işi. Bu karmaşada hiçbir şey başaramayız. | Open Subtitles | هذه مهمة حمقاء، لن ننجز شيئًا في هذه الفوضى. |
| Birisi seni zorda bırakmadıkça bu karışıklığın içinde olmazdın. | Open Subtitles | ما كنت ستكونين في هذه الفوضى إن لم يكن أحدهم يلوي ذراعك. |
| Burada olsaydı, bu karışıklığın içinde olmazdım. | Open Subtitles | لا، لو كان هنا، لن أكون في هذه الفوضى. |
| Beni Bu belaya soktuğun ve belimi kaydırdığın için kıçını tekmeleyeceğim. | Open Subtitles | داي داي سأبرحك ضربا لقد وضعتني في هذه الفوضى و كسرت ظهري |
| Caroline'ın da başıma kakıp durduğu şey yüzünden, biliyorsun. Stefan ben Damon'ı ısırdığım için bu batağın içinde. | Open Subtitles | كما تحبّ (كارولين) تذكيري، فإن (ستيفان) في هذه الفوضى بسبب أنّي عضضتُ (دايمُن). |
| Hayır. bu karışıklığa beraber girdik. Sen kalıyorsan, ben de kalıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا من وضعنا في هذه الفوضى إذا بقيت، سأبقى أنا أيضاً |
| Eğer çenemi tutabilmiş olsaydım, bu çukurun içine düşmeyecektin. | Open Subtitles | أنت لن يكون في هذه الفوضى إذا لم يكن لفمي كبير. |
| - Sakın o çok sevdiğin annen, zaten tüm Bu kargaşanın içinde olmanın sebebi. | Open Subtitles | إن البسالة المحفوظة في المحاكاة هي سبب وجودك في هذه الفوضى من البداية |
| Eğer bana ayak uydursaydın bunlar olmazdı. Daha az konuşup daha çok dinleseydin bu karmaşaya düşmezdik. | Open Subtitles | لم يكن ليحدث لو اتبعتني ربما لو تكلمت اقل واستمعت اكثر لم نكن في هذه الفوضى |
| nerden bileyim ben be. bu karışıklıkta hiç bir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف يا بني , لا أجد شيئاً في هذه الفوضى |
| Ben, exosuitim ve nanoteknolojiyle uğraşırken bu pisliğin içine düştüm. | Open Subtitles | أقحمت نفسي في هذه الفوضى أثناء" "عبثي بالبدلة وتقنية النانو |