| Sıkıntılıyım. Lily için endişeleniyorum. | Open Subtitles | كان لدي هاجس كبير كنت قلقة بشأن ً ليلي ً |
| Buffy için endişeleniyorum. Orada her türlü tehlikeyle karşılaşabilir. | Open Subtitles | أنا قلقة بشأن بافي يمكنها أن تكون متجهة صوب أي شيئ |
| Ben şurdaki kaburganın yakınlığı konusunda endişeliyim, ...başka bir röntgen daha çekebilir misin? | Open Subtitles | أنا فقط قلقة بشأن تقارب الأضلع هنا، هل يمكنكِ ان تُظهري صورة أخرى؟ |
| Yani, diğerleri için endişeleniyor. | Open Subtitles | تعني انها قلقة بشأن شخصياتي الأخرى ذكرتهم لي |
| Benim Endişelendiğim ne zaman döneceğin değil. Benim Endişelendiğim söndüğünde nasıl bir insan olacağın. | Open Subtitles | لست قلقة بشأن عودتك، أنا قلقة بشخصكِ وبما تفعله |
| Hayır, biliyorum. Sadece çok hızlı ilerlemesi beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | أعلم هذا، ولكنّني قلقة بشأن تسرّعهم في الأمر |
| Düşüncelerimle baş başa kalıp iş arkadaşlarım ve öğrencilerim için endişelendim. | TED | جلست وحيدة مع أفكاري، قلقة بشأن زملائي وطلابي. |
| Evet, Warren ve diğerlerine ne yapacağı konusunda endişeli değilim. | Open Subtitles | صحيح , أنا لست قلقة بشأن مواجهتها لوارين والآخرين |
| Geleceğiz tabii. Tek bir gece için bir parti için endişelenmiyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل,لست قلقة بشأن ليلة واحدة عن حفلة |
| Ve ben de burada ölene kadar dövülmüş bir kadın hakkında endişeleniyorum. | Open Subtitles | و انا كنت قلقة بشأن امرأة ضربت حتى الموت .. |
| İşin ilginç yanı, Vadim için endişeleniyorum. | Open Subtitles | الشيء الغريب هو , إنني الأن قلقة بشأن فاديم |
| Arkadaşım deneyi bırakacağı için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا قلقة بشأن صديقي الذي ترك التجربة الطبية |
| Mülk dışındaki yaşamın konusunda endişeliyim. Öyle bir yaşamın var mı? | Open Subtitles | أنا قلقة بشأن حياتك خارج القصر،هل لديك واحدة؟ |
| Annemin yaralarımı iyileştirebildiğini biliyorum ama neden olmaya devam ettiği konusunda endişeliyim. | Open Subtitles | و أنا أدري أن بإمكان أمي أن تُعالج جروحي و لكنّي قلقة بشأن إستمرار هذا الأمر |
| Hâlâ genç kâtibiniz için endişeleniyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً، هلا زلتِ قلقة بشأن موظفكِ الشاب؟ |
| Her gece sınavlar yüzünden Endişelendiğim için gözüme doğru düzgün uyku girmiyor. | Open Subtitles | لقد كنت مستيقظة طوال الليل .. و قلقة بشأن الامتحان |
| Bayan Kellar bu çizimler beni endişelendiriyor. Tamam. Dinleyin. | Open Subtitles | هذه, كاتي آنسة كيلر أنا قلقة بشأن تلك الرسومات |
| - Çok teşekkürler. Dün gece hiç uyuyamadım. Bu aptal saçım için endişelendim. | Open Subtitles | لم أستطع النوم البارحة كنت قلقة بشأن شعري اللعين |
| Para konusunda endişeli. | Open Subtitles | انها قلقة بشأن المالِ. |
| Duruşma için endişelenmiyorum. Rahat geçer diye tahmin ediyorum. | Open Subtitles | لست قلقة بشأن الجلسة أظن أنها ستكون مباشرة |
| O konuyu boş ver. Ben onun hakkında endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا لست قلقة بشأن هذا بل قلقة بشأنها |
| Bir başka kadını dert etmediği sürece sorun yaşamazsınız. | Open Subtitles | ولكن ما دامت غير قلقة بشأن امرأة أخرى فأنت بخير |
| Bay Sahai'nin sağlığından endişe ediyor, lütfen. | Open Subtitles | هي قلقة بشأن صحة السيد سهاي |
| Bak, arkadaşlarım konusunda endişe duyduğunu biliyorum ama onlara senden bahsettim ve seninle tanışmak için can atıyorlar. | Open Subtitles | لا، انظري، أعلم أنكِ قلقة بشأن أصدقائي ولكني أخبرتكم عنكِ وهم متشوقون للقائكِ |
| Annem için endişeliyim. İki saattir orada oturup köpeği seviyor. | Open Subtitles | إنني قلقة بشأن أمي ، إنها تجلس تربت على الكلب منذ ساعتين |
| Bu zorunlu. Büyük eniştesi hakkında endişeli. | Open Subtitles | هذه لأجل المصلحة العامة، (لانا) حقاً قلقة بشأن قريبها |
| Kızı hakkında endişelenmiş. | Open Subtitles | إنها قلقة بشأن ابنتها |