| Söylediğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | كل ما تقوله قد و سيستخدم ضدّك في المحكمة |
| Bak, Söylediğin her şey çok mantıklı olsa da, yanlış geliyor. | Open Subtitles | أصغ، كل ما تقوله منطقي، ولكن لديّ شعور سيىء |
| O zaman ben çıplakken söylediğin her şeyi yokmuş gibi mi saymalıyım? | Open Subtitles | لذا عليّ أن أتجاهل كل ما تقوله عندما أكون عارية؟ |
| Babasıyla anlaşabilir miydi? Burada söyleyeceğin her şey gizli kalacak. | Open Subtitles | كيف حاله مع أبيه؟ كل ما تقوله هنا فهو سري تمامًا |
| Söylediğin herşey mahkemede delil olarak kullanılacak. | Open Subtitles | نتحقق من كل ما تقوله من الادلة الجنائية و السجلات |
| Söylediğiniz her şey,yaptığınız her şey tüm grubu,hepimizi... ve tüm ülkemizi ilgilendirir. | Open Subtitles | كل ما تقوله ،وكل ما تفعله ينعكسعلىكل واحدمنا .. و على بلدنا بأكمله |
| Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يستخدم كل ما تقوله وسيتم استخدامه في المحكمة |
| Yani,annenin söylediği her şeyi kabul etmek zorundayım. Evet ! | Open Subtitles | -أسأساً يجب أنْ أوافق على كل ما تقوله والدتك . |
| Bana kafamdan geçenleri anlatmaya çalışma ya da söylediğin her şeyin beni korumak için olduğunu iddia etme. | Open Subtitles | لا تخبرني بمكان رأسي أو تدعي بأن كل ما تقوله لي هو لحمايتي |
| O kağıtlarının birinde gerçekten adamın karısını yumruklayacağını öngörmediysen Söylediğin her şey olay sonrası mantık yürütmenden başka bir şey değil. | Open Subtitles | ما لم تكن احدى بطاقاتك قد تنبأت ان الرجل سيلكم زوجته كل ما تقوله هو تبرير لبعد ما حصل |
| Söylediğin her şey korku ve nefret doluyken ben aslında insanlara yardım ederek gerçek sevgiyi veriyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك كل ما تقوله مليئ بالكراهية والخوف بينما أنا أساعد الناس فعلاً أمنح وأتلقّي الحب، الحب الحقيقي. |
| Söylediğin her şey aleyhine delil olarak kullanıla... | Open Subtitles | وبيع عقار العضلات " ستيرويد " لك الحق بالتزام الصمت كل ما تقوله سيستخدم ضدك |
| Söylediğin her şey tamamen mantıklı geliyor. | Open Subtitles | كل ما تقوله أصوات معقول تماما. |
| Şu andan itibaren Söylediğin her şey genel izleyici kitlesine uygun olmalı. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً, يجب ان يكون كل ما تقوله بتقييم "جي". |
| Yanında olduğum sürece bana söylediğin her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل كل ما تقوله ما دمت سأبقى معك |
| söylediğin her şeyi tekrar etmeyi keseyim. Anladım. | Open Subtitles | أتوقف عن تكرار كل ما تقوله , لقد فهمت |
| Evet, burada söyleyeceğin her şey gizli kalacak. | Open Subtitles | أجل، كل ما تقوله هنا محمي بالكامل |
| söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | كل ما تقوله قد يستعمل ضدك في المحكمة |
| Söylediğin herşey kanıt olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | كل ما تقوله سيتم استخدامه كدليل |
| Söylediğiniz her şey, aleyhinize mahkemede delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | كل ما تقوله قد و سيستخدم ضدك في المحاكمه |
| Yada sessiz kalma hakkına sahipsiniz. Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | كل ما تقوله قد يستعمل ضدك فى المحكمة |
| Matty, söylediği her şeyi büyük bir kuşkuyla dinlemen gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | (ماتي) عليك أن تعلم أن كل ما تقوله مضاف إليه كمية كبيرة من الملح. |
| Deli, ters, eleştirilerinde zaman zaman aşırı olduğunu düşündüm ama söylediğin her şeyin bir değeri olduğunu ve doğru olduğuna inandım. | Open Subtitles | اعتقدت بأنك معارض ... أو ناقد قوي في بعض الأحيان و آمنت بأن كل ما تقوله له قيمة و صادق |
| ne dersen yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل كل ما تقوله حسن |
| - Elbette, nasıl istersen. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، كل ما تقوله. |