| Haklısın. O kısmı sadece kızıma filmde yer verebilmek için koydum. | Open Subtitles | أنت محق، وضعتُ ذلك فقط لأوفّر دورا لفتاة صغيرة في هذا الفيلم |
| İşte bu yüzden benim hiç sahip olamadığım imkanları sana sunabilmek için çok çalışıyorum. | Open Subtitles | ولهذا أعمل جاهداً لأوفّر لك فرصاً لم تُتح أمامي |
| O mektubu sana zaman kazandırmak için yolladım. | Open Subtitles | أرسلت تلك الرّسالة لأوفّر لك بعض الوقت |
| Burada... krallığın dışına geçiş satın almak için bugün kraliyet vergi arabasını soyacağım yazıyor. | Open Subtitles | يقول... يقول أنّي سأسطو على عربة ضرائب ملكيّة اليوم لأوفّر تكاليف الرحيل عن المملكة |
| Zamandan kazanmak için iyiliği anlatmaya başlayayım. | Open Subtitles | لأوفّر الوقت، سأبدأ بوصف الخدمة |
| Okula gidebilmek için barda çalıştım. | Open Subtitles | خدمت في حانة لأوفّر مصاريفي المدرسية. |
| Benimle konuşmamanı düzeltebilmek için. | Open Subtitles | لأوفّر عليك عناء التحدُّث معي |
| Sara'ya gerçekten neler olduğunu öğrenmek için gereken zamanı kazanmak adına ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | سأفعل ما يتحتّم عليّ لأوفّر الوقت الضروريّ لتبيّن حقيقة ما ألم بـ (سارّة). |
| Sara'ya gerçekten neler olduğunu öğrenmek için gereken zamanı kazanmak adına ne gerekiyorsa yaparım. Bu akşam kendine bir düşman edindin. | Open Subtitles | سأفعل ما يتحتّم عليّ لأوفّر الوقت الضروريّ لتبيّن حقيقة ما ألم بـ (سارّة). |
| Ben burada kalıp, kaçman için zaman yaratırım. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}سأبقى خلفك لأوفّر لك وقتاً للفرار |