| Tekrar cerrah olabilirsem, bu konuda konuşamam çünkü beni çok korkutuyor. | Open Subtitles | انكنتسأكونجرّاحةمجدداً, و لا أستطيع التحدث عن الأمر لأن ذلك يخفيني كثيراً |
| Vazgeçmen için başına bir şey gelmesi mi lazım? Şu an konuşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث عن هذا الآن يجب أن أذهب لارى بوب فوجن |
| Çünkü biliyorsun kendi duruşma listemde olan bir dava hakkında konuşamam. | Open Subtitles | لأنك تعلم بأنه لا أستطيع التحدث عن قضية موجودة في مكتبي |
| Şimdi de yetiştirmem gereken işlerim var yani randevun hakkında konuşamam. | Open Subtitles | ولدي عمل لأوافيه لذلك لا أستطيع التحدث معك عن موعدك الآن |
| Kız meselesi. Onunla konuşamıyorum. Sanki kızlar farklı bir tür falanmış gibi. | Open Subtitles | إنها بنت، لا أستطيع التحدث معها يبدو كأن الفتيات من كوكب آخر |
| Seni göremezsem seninle konuşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث معك طالما لا أستطيع رؤيتك |
| Eğer seni göremezsem seninle konuşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث معك طالما لا أستطيع رؤيتك |
| Bak, bebeğim şimdi konuşamam. | Open Subtitles | إسمعى يا عزيزتى لا أستطيع التحدث معكِ الآن |
| Bak, bebeğim şimdi konuşamam. | Open Subtitles | إسمعى يا عزيزتى لا أستطيع التحدث معكِ الآن |
| konuşamam. Bir ton ödevim var. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث الأن لدي الكثير من الواجبات |
| Evet, evet. Dinle, şimdi seninle konuşamam. Daha sonra. | Open Subtitles | نعم, نعم, إسمع , لا أستطيع التحدث معك الآن |
| Bu anlamana yardım etmeyecektir, ve bunun hakkında seninle konuşamam, | Open Subtitles | هذا قد لا يفيدك معرفته و أنا لا أستطيع التحدث عنه |
| Şu anda konuşamam. Birkaç hafta sonra tekrar ara. | Open Subtitles | انظر، لا أستطيع التحدث الان ، ولكن اتصل بي مرة أخرى بعض مضي أسبوعين. |
| Kimseyle şahsi meselelerimi konuşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث مع أحد عن مشاكلي الخاصة |
| Bunu seninle konuşamam. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع.. أنا.. أنا لا أستطيع التحدث عن ذلك |
| Artık bu konuda konuşamam. | Open Subtitles | مع أبي في النادي الريفي لا أستطيع التحدث عن ذلك بعد الآن فهو يجعلني منزعجة جدا |
| İnsanlar bugün özellikle salaklar. Daha fazlasıyla konuşamam. | Open Subtitles | الناس أغبياء جدا اليوم لا أستطيع التحدث معهم أكثر |
| Ama şimdi söyleyemem. Buradan konuşamam. | Open Subtitles | ولكنى لا أستطيع إخبارك الأن و لا أستطيع التحدث هنا |
| Yüz yüzeyken senle konuşamıyorum çünkü beni heyecanlandırıyorsun. | Open Subtitles | عندما نتلاقي، لا أستطيع التحدث بلباقة.. بسبب الرعشة التي تسري بداخلي. |
| Bu konu hakkında kimseyle konuşamıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أستطيع التحدث مع أي شخص حول هذا الموضوع |
| Bak, konuşamayacağım ama buradan çıkmamız lazım. | Open Subtitles | انظر ، لا أستطيع التحدث. علينا أن نتحرك من هنا. |