| Şimdi çoğunuz nükleer füzyon diye bir şey yok diyorsunuzdur,. | TED | محتمل أن معظمكم يقول: لا يوجد ما يسمى بالإندماج النووي. |
| Yüzü bandajlı bir adamın yapabileceği fazla bir şey yok. | Open Subtitles | رجل مثلي بضمّادات على وجهه لا يوجد ما يمكنه فعله |
| Benim geride durup seyretmek dışında yapabileceğim bir şey yok efendim. | Open Subtitles | ، لا يوجد ما أفعله هناك بإستثناء التحديق في صناديق التعبئة |
| Saklayacağım hiçbir şey yok... - ...ama elbiselerimi çıkarmayacağım. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً، لا يوجد ما أخفيه لكن لن أخلع ملابسي |
| Endişelerinizi anlıyorum ama korkacak hiçbir şey yok! | Open Subtitles | ، أنا أفهم قلقك . ولكنى أعدك بأنه لا يوجد ما تخشاه |
| Rachel çok üzgünüm. Bu konuda yapabileceğim birşey yok. | Open Subtitles | راشيل أنا أسف ولكن لا يوجد ما أستطيع أن أفعله فى هذا |
| Bu dünyada ardı ardına ölen yaşlı çiftlerden daha romantik hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد ما هو أكثر رومانسية من زوجين كبيرين في السن يموتان معاً |
| Nefes almıyor, nabız yok, beyin aktivitesi yok. Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا تنفس, لا نبض, لا نشاط دماغي لا يوجد ما يمكنني فعله |
| Tamam, dağılın, evinize gidin. Burada görecek bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، فلتبتعدوا، إذهبوا الى منازلكم لا يوجد ما تشاهدونه هنا |
| Endişeleneceğin bir şey yok ki. Sen benim her şeyimsin. | Open Subtitles | لا يوجد ما يستدعي قلقكِ أنتِ تعنين كلّ شئ لي |
| Tanrı bağışlayıcıdır. Bunu sen de biliyorsun Joe. - Korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | فالله يغفر للجميع، و أنت تعلم ذلك، جو لا يوجد ما تخاف منه |
| Tabii ki anayasal açıdan hükümdar olarak yapabileceğiniz bir şey yok. | Open Subtitles | بالطبع لا يوجد ما يمكنك فعله كملك من وجهة نظر دستورية. |
| Durumunuzu anlıyorum ama ne yazık ki yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أقدر موقفك الحرج لكن للأسف لا يوجد ما يمكن أن أفعله |
| En iyi çözümler bizi daha uzun yollara götürecek ancak kestirme çözüm diye bir şey yok. | TED | الحلول الأولى ستقربنا مسافة أكبر، لكن لا يوجد ما يسمى حل صغير. |
| Yavaş yavaş alışıyoruz. Korkarım ki böyle erken saatte göstereceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لقد تعودنا على ذلك, اخشى انه لا يوجد ما نعرضه فى هذه الساعة المبكرة |
| Dinle. Bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok şu an. | Open Subtitles | اسمعي، لا يوجد ما نستطيع فعله بشأن هذا الآن |
| Ailenle berabersin, korkacak hiçbir şey yok insanların için dışına çıkartan şu duman. | Open Subtitles | عدت مع عائلتك الآن ، حيث لا يوجد ما يفزع عدى ذلك الضباب الذي يقلب جلود الناس |
| Eğer uzanırsan elde edemeyeceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما لا يمكنك الحصول عليه مادمت تسعى إليه |
| Bu belirtileri açıklayabilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كل الفحوصات عادت طبيعية لا يوجد ما يفسر أعراضه |
| Yapabileceğin birşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما تستطيعين فعله لا تستطيعين مساعدتها إلا |
| Bizim gibiler için dürüst birinden daha tehlikeli bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد ما هو أخطر لمن هم مثلنا من رجل صادق |
| Tamamen değersizdir. Gördüğünüz gibi, NCIS'in endişelenmesine gerek yok beyler. | Open Subtitles | لذا مركز التحقيقات لا يوجد ما يقلق بشأنه أيها الساده |
| Bana söyleyebileceğin hiçbir şey kalmadı ve benim de sana söyleyebileceğim bir şey kalmadı baba. | Open Subtitles | لا يوجد ما يمكنك أن تقوله لي و لا يوحد ما سأقولك لك أبي |
| - Endişelenecek bir durum yok. Ürününüzü %100 garanti ile yenileyeceğiz. | Open Subtitles | بالطبع لا يوجد ما تقلق بشأنه نحن نضمن المنتج بنسبة مائة بالمائة |