| Sadece muhabbet ettik. Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | لقد كانت مجرد محادثة ليس لديّ شيئ أخفيه. |
| Çocukluğumdan kalan pek bir şeyim yoktur ama o trompeti sakladım. | Open Subtitles | لم يتبقّى لديّ شيئ. من طفولتي، ولكنّي إحتفظتُ بالبوق. |
| Senin için özel bir şeyim var ve bence buna bayılacaksın. | Open Subtitles | لديّ شيئ مميز جدًا، وأعتقد أنك ستحبه |
| Biliyor musun, senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أتعلمين شيئًا، لديّ شيئ من أجلكِ |
| Biliyor musun, senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أتعلمين شيئًا، لديّ شيئ من أجلكِ |
| Söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيئ لأقوله |
| Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيئ لأخفيه. |
| Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيئ أخفيه |
| Gel hadi, sana gösterecek bir şeyim var. | Open Subtitles | تعال، لديّ شيئ لأريك إياه |
| Evet, bir şeyim var. | Open Subtitles | نعم لديّ شيئ ما نحن .. |
| Bu arada senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | في الواقع لديّ شيئ لأجلك |
| Ona karşı bir şeyim yok. Sadece-- | Open Subtitles | ليس لديّ شيئ ضدها ! |