| ne yazık ki, bu durumun özel istisnaları var gibi görünüyor. | TED | لسؤ الحظ, يبدو ان هناك إستثناءآت ذات خصوصية معينة. |
| ne yazık ki benim derdim bana yeter. | Open Subtitles | لسؤ الحظ, لدى أشياء لأعتنى بها لذا أتمنى لك المزيد من الحظ. |
| ne yazık ki, dün gece benim de onu ne kadar çok istediğimi farketmemi sağladınız. | Open Subtitles | لسؤ الحظ الليلة الماضية جعلتوني أدرك مدى إرادتي له أنا أيضاً |
| Ama ne yazık ki bir şeyi çaldıktan sonra yuvama getirdiğimde ona bir daha dokunamıyorum. | Open Subtitles | لسؤ الحظ كلما احصل على شيئ واحضره الى وكري انا لا اقدر ابداً ان المسه مرة اخرى |
| Ama ne yazık ki biz buralarda olamayacağız.., ...çünkü uçuşumuz ayarlandı. | Open Subtitles | ترسم صوره , لكن لسؤ الحظ لايمكننا التجول هنا |
| ne yazık ki, bu 7 yolumdan biri değil. | Open Subtitles | لسؤ الحظ إنها ليست من ال7 طرق الخاصة بى |
| Keşke size inanabilsem. ne yazık ki, inanmıyorum. | Open Subtitles | اتمنى ان اصدقك ولكن لسؤ الحظ لا اصدقك |
| ne yazık ki, bazen çocuklar disiplin edilmelidir. | Open Subtitles | لسؤ الحظ, أحيانا أطفال يجب أن يعاقبوا |
| Ama ne yazık ki senin spermlerinde hiç hareket yoktu. | Open Subtitles | لكن لسؤ الحظ لم يوجد تحرك كافي في نطفتك |
| Ve ne yazık ki pokeri çok severdi. | Open Subtitles | لكنه و لسؤ الحظ كان يحب لعب القمار |
| ne yazık ki, çoğu zaman bunu yapmıyoruz. | TED | لسؤ الحظ , معظم الوقت نحن لانفعل ذلك . |
| Onları aldılar, ne yazık ki, ve ben de onları... | Open Subtitles | لسؤ الحظ سرقوها وأنا حقاً أودّ... |
| ne yazık ki senin yolculuğun burada sona ermiyor. | Open Subtitles | لسؤ الحظ رحلتك لن تنتهى هنا |
| - ne yazık ki evet Harry. | Open Subtitles | "لسؤ الحظ يا "هاري |