| Hatırlamak 3 aylarını aldı. O kapıyı açmaları ise daha uzun sürdü. | Open Subtitles | لقد استغرق الأمر منى شهرا للتذكر ونفس المدة لفتح هذا الباب اللعين |
| Şu kum tepesine tırmanmak yaklaşık 10 dakika sürdü, ki bu niçin daha güvenli bir yere taşınmak zorunda kaldıklarını açıkca gösteriyor. | TED | لقد استغرق منا 10 دقائق لصعود قمة هذا الكثيب وهذا يوضح السبب الذي من أجله انتقلوا إلى مكان أكثر أمنًا |
| Birkaç sene sürdü ve çok çaba harcamam gerekti. | Open Subtitles | لقد استغرق ذلك عدة سنوات و بذلت فيه جهدا كبيرا |
| İrlandalı, Yahudi ve İtalyanların beyaz olması biraz zaman aldı. | TED | لقد استغرق زمنًا قبل أن يصبح الإرلنديون واليهود والإيطاليون بيضًا. |
| Beklediğimden... çok daha uzun sürüyor. | Open Subtitles | لقد استغرق هذا.. أطول بكثير مما كنتُ أعتقد. |
| Birkaç ay uğraştım. | Open Subtitles | لقد استغرق الامر عدة أشهر، إلى أن حالفنى الحظ ووجدتك |
| Onları bağlamam 40 dakika sürdü, çünkü düğüm atmasını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم مالذي أفعله لقد استغرق ربطهما أربعين دقيقة لأنني لم أستطع إحكام الوثاق بعقدة جيدة. |
| Evet, işte burada. Çıkması tahminimden biraz uzun sürdü. | Open Subtitles | اجل هذا هو ، لقد استغرق وقتا كثيرا للظهور |
| Evet, işte burada. Çıkması tahminimden biraz uzun sürdü. | Open Subtitles | اجل هذا هو ، لقد استغرق وقتا كثيرا للظهور |
| Beklediğimden uzun sürdü. Büyü olmadığı için. | Open Subtitles | لقد استغرق الأمر أطول مما كنت آمل بدون سحر |
| Oraya varmanız neredeyse on beş saat sürdü. | Open Subtitles | لقد استغرق منكم خمسة عشر ساعة للوصول لهناك |
| -15 yıl sürdü VP olmam. -Eğer şimdi geri çekilirsem çalıştığım herşeyden olurum. | Open Subtitles | لا لقد استغرق ذلك خمسة عشر عاماً لكي أصل إلى هنا |
| Hayır. Adamı iki yönlü bir telefonu almaya ikna etmek bile iki saat sürdü. | Open Subtitles | لا، لقد استغرق اقناعه بالسماح بالرد على الهاتف ساعتان |
| Başkanlık simgesini kurmak 200 yıl sürdü ve böyle bir şey için bunu parçalamayacağım. | Open Subtitles | لقد استغرق الامر مئتى عام لخلق رمز الرئاسة و لن أقوم بتشويهه بسبب شىء كهذا |
| Çocukların bana alışması biraz uzun sürdü. | Open Subtitles | حسنا, لقد استغرق التلاميذ بعض الوقت لكي يعتادوا علي |
| -Herhangi bir fikrin var mı? Bunu görüşmek,benim çok zamanı aldı | Open Subtitles | هل لديك أي فكرة عن مدى لقد استغرق مني وقت للتفاوض |
| Seni nasıl büyüttüğümle ilgili duyduğum suçluluğu atlatmak uzun zaman aldı. | Open Subtitles | لقد استغرق مني وقت طويل حتي اجتاز غلطتي حيال كيف ربيتك |
| Çok uzun sürüyor. Bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | لقد استغرق وقتاً طويلاً هناك مشكلة ما |
| - Bill, bu saatlerdir sürüyor. | Open Subtitles | -بيل)، لقد استغرق الأمر عدة ساعات ) |
| Onu bir akşam yemeğine çıkarana kadar bir yıl uğraştım. | Open Subtitles | لقد استغرق هذا مني عاما كاملا لكي اقنعها بتناول العشاء معي |