| - Bilmem. Güzel bir yer ama şunu söylemeliyim ki, burada yaşadığımı düşünemiyorum. | Open Subtitles | إنّه مكان جميل، لكن عليّ أن أقول، لا أعرف إن يمكنني العيش هنا. |
| ama şunu biliyorum böbrek ne kadar genç olursa o kadar iyi. | Open Subtitles | لكن عليّ أن أخبرك، كلما كانت الكلية لشخص حديث السن، كلما كان أفضل. |
| Yüzyılı aşkın süredir, gizem içinde yaşadım. Bugüne kadar. Tehlikenin farkındayım ama onu tanımam gerekiyor. | Open Subtitles | لقرونعِدّة,عِشتفىسرّية ،إلىالآن، أعلم مقدار المُخاطرة ، و لكن عليّ أن أتعرّف عليها. |
| ama sana şunu söyleyeyim, bahar düğünlerine hastayım. | Open Subtitles | و لكن عليّ القول بأنى أحبُّ حفلات زفاف الربيع |
| Sana biraz kahve getireceğim. Ama seni uyarmak zorundayım,... bu tesiste sadece kafeinsiz kahve bulunur, tamam mı? | Open Subtitles | سأحضر لكِ بعض القهوة , لكن عليّ تحذيركِ فهذه المنشأة لا تقدّم سوى القهوة الخالية من الكافيين , مفهوم ؟ |
| Üzgünüm ama gitmek zorundayım. Zorunda olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | آسف لكن عليّ الذهاب، تعرفين أنّ عليّ ذلك. |
| Kalıp pastalar hakkında geyik yapmak isterdim ama gidip muhteşem Paris üsulü randevuma hazırlanmalıyım. | Open Subtitles | حسنًا، أحب البقاء والتحدث عن الحلويات لكن عليّ الاستعداد لموعدي الباريسي المثالي |
| İsterseniz, kararı bekleyebilirsiniz, ama şunu söylemeliyim ki herhangi bir gün onların üzerine salabiliriz. | Open Subtitles | تستطيع أن تنتظر القرار إن أردت لكن عليّ أن أخبرك سآخذ محاميينا للخارج في أي يوم |
| Tamam, anladım ama şunu da söylemeliyim ki muhtemelen bu yapacağı en aptalca şey olacak. | Open Subtitles | حسنا ، فهمت الآن ، لكن عليّ أيضا أن أقول هذا أغبى شيء يمكن أن تقوم به |
| Sağlam bir plan ama şunu sorayım. Hiç canını sıkmıyor mu bu durum? | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،إنها خطّة متينة، لكن عليّ أن أسأل ألا تتغلغل لنفسك أبدًا؟ |
| Birisi bu kadar "ünlü" olunca söylemesi zor ama şunu demeliyim ki bir erkeği odadaki tek kadınmış gibi hissettirmeyi iyi biliyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | من الصعب دائمًا أن تعرف متى ...أنت تعلم, شهير جدًا, لكن عليّ القول, أنه يعرف كيف يجعل شاب يشعر بأنه |
| Jack de etkileyici biridir, ama şunu sormam gerek, Harry bu mükemmel insanlardan hala sıkılmadın mı? | Open Subtitles | و(جاك) رجل جذّاب ، لكن (عليّ أن أسألك يا (هاري ألم تتعب من الأشخاص المهمين ؟ |
| ama şunu söylemeliyim dinle, John, şunu söylemeliyim ki, çalıştığımız o binalar... | Open Subtitles | لكن عليّ إخبارك... استمع (جون)، عليّ إخبارك، تلك البنايات التي نعمل عليها... |
| Bir asırdan fazladır, gizlice yaşadım. Şu ana dek. Riskin farkındayım, ama onu tanımalıyım. | Open Subtitles | لقرونعِدّة,عِشتفىسرّية ،إلىالآن، أعلم مقدار المُخاطرة ، و لكن عليّ أن أتعرّف عليها. |
| Bir asırdan fazladır, gizlice yaşadım. Şu ana dek. Riskin farkındayım, ama onu tanımalıyım. | Open Subtitles | لقرونعِدّة,عِشتفىسرّية ،إلىالآن، أعلم مقدار المُخاطرة ، و لكن عليّ أن أتعرّف عليها. |
| Ofisin 27. katta, ama sana öncelikle etrafı göstermek istiyorum. | Open Subtitles | الآن، مكتبك في الطابق الـ27 لكن عليّ أن أريك الأرجاء هنا |
| ama sana söylemeliyim, dostum, bu kızda bir şeyler var. | Open Subtitles | لكن عليّ أن أخبرك يا رجل هناك شيء ما حيال تلك الفتاة |
| Ama seni uyarayım, anca yük oluyor. | Open Subtitles | هو لكِ لكن عليّ أن أحذركِ, إنه يشكّل عبئاً إلى حدٍ ما |
| Ama seni uyarmalıyım. Tıkladığın şeye dikkat et. Çok delice şeyler var orada. | Open Subtitles | لكن عليّ أن أحذرك، إنتبه من ما تضغط عليه توجد أشياء مجنونة هناك يا رجل |
| Bu sadece kişisel bir meseleydi. Üzgünüm ama gitmem gerek. | Open Subtitles | كان هذا مجرد أمر شخصي لذلك أنا آسف، لكن عليّ المغادرة |
| Seni böyle aradığım için Üzgünüm ama seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | آسفة للاتصال بك هكذا لكن عليّ التحدث إليك |
| Delice görünüyor olabilir ama gidip bir bakmam gerek. | Open Subtitles | أعلمُ أنّ هذا يبدو جنوناً، لكن عليّ الذهاب للتحقّق على الأقلّ. |