Ve kız bu hikayenin film haline getirilip halka açık alanlarda sunulmasına izin verdi. | TED | وقد سمحت الإبنة للقصة أن يتم تصويرها وعرضها في الأماكن العامة. |
Diyaloglar bir hikayeye renk katar, heyecanlı kılar ve hikayenin ilerlemesini sağlar. | TED | الحوار يعطي للقصة لونا، ويجعلها مثيرة ويحركها إلى الأمام. |
Her nesil, isteksizce veya bazen sökemediği bir anıt inşa eder. Fakat benim yazdığım hikaye değişmeye başladı ve benden kopmaya başladı. | TED | كل جيل يبني صرحًا يكره هدمه أو غير قادر على ذلك أحيانًا لكن أثناء الكتابة، بدأت حكايتي للقصة تتغير وكانت منفصلة عني |
Fakat olanlar aslında temel hikâye yapısına benziyor. | TED | لكن ماذا حدث إنها ببساطة كانت مثل البنية الأساسية للقصة إلى حداً ما |
Fakat, muazzam hikayeye göre, bunların hiçbiri olmamalıydı. | TED | إلا أنه، وتبعاً للقصة الكبيرة، لاشئ من هذا يجب أن يحدث |
hikâye bittikten sonra doğrulattığımız üzere, bunun iki grubun da hikâyeyi benzer şekilde anlamasından kaynaklandığına inanıyoruz. | TED | ونحن نعتقد أن السبب هو أدراككم للقصة بطريقة مشابهة جداً، وكما أكدنا، وذلك باستخدام اختبار بعد انتهاء القصة. |
Olmaz öyle şey. Hikayeyi tam anlaman lazım. | Open Subtitles | هذا لن يحدث, أريد أن نتفق على كيفية سردك للقصة |
hikâyenin bir bitişi olmadığı zaman müzikler çalıp insanlara anlamlı bakışlar attırarak hiç yoktan bir son yaratamazsın. | Open Subtitles | وعندما لا يكون للقصة نهاية, لا يمكن صنع واحدة من الهواء. بعرض بعض الموسيقى, وجعل الناس ينظرون لبعضهم. |
Filmi açmak, hikayenin merkezine kadın koyulduğunda erkek koyulduğunda olan yatırım getirisinin olmadığı anlamına geliyor. | TED | فتح الفيلم يعني أنه إذا كنت تضع أنثى في محور القصة، لن تحصل على العائد على الاستثمار كما لو ضعت ذكرًا كمحور للقصة. |
Fakat tecrübelerime göre, bu hikayenin bir de diğer tarafı var. | TED | ولكن من خبرتي، رأيت جانبًا آخرًا للقصة. |
İşte hikayenin gerçek sonu. Bakalım beğenecek misin? | Open Subtitles | هذه هى النهاية الحقيقية للقصة لنرى إذا كانت ستعجبك |
Televizyonda görünmeleri planlayacağız ve herkesin hikayenin senin tarafını dinlediğinden emin olacağız. | Open Subtitles | سنتابع جدولة مواعيد الظهور على التلفاز و نحرص على أن الجميع سيسمعون جانبك للقصة |
Biri kulübü baygın bir şekilde terk ederse hikaye daha da ilginçleşir. | Open Subtitles | عندما يغادر أحد النادي وهو يسقط من الثمالة، فهناك للقصة بقية أفضل. |
Bu hikaye de senin yorumun asla gün ışığı görmeyecek, biliyorsun. | Open Subtitles | انتى تعرفين ان رؤيتك للقصة لن ترى النور ابدا. |
Ben Dr.Jacob Glaser ve şu an "Gerçek hikaye"yi dinliyorsunuz. | Open Subtitles | أنا د. يعقوب جلاسر وأنتم تستمعوا للقصة الحقيقية |
Sahne öyle ortalık yerde duruyor. hikâye dallanıp budaklandı. | Open Subtitles | هذه الدراما تستمر بالعمل كان للقصة أرجل منذ زمن طويل |
Resmi hikayeye gore, su serseri, Darryl Walker, eve geldiginde; | Open Subtitles | حسنا، وفقا للقصة الرسمية كان بورتر في العمل عندما اتى ذلك الشارد داريل ووكر, ومر على المنزل |
Tek yapmam gereken, hikâyeyi seslendirmek oldu. | TED | كل ما كان عليّ فعله هو إعطاء صوت للقصة. |
zavallı ufak sandalye topunu düşürmüş, ve kimse farketmeden geri almaya çalışıyor. Ve bunun güzel olan tarafı da şu ki; bu sizin Hikayeyi nasil gordugunuze bagli. | TED | وذلك الكرسي المسكين فقد كرته ويحاول استعادتها قبل أن يلحظه أحد وما هو أنيق حوله هو تقبلك للقصة! |
Evet hikâyenin ana noktası da bu. | Open Subtitles | . نعم . هذا هو المغزى الحقيقى للقصة |
Biliyor musun, sarhoşları dinliyorum, sanki bir peri masalı dinler gibi, canavarla nasıl dövüştüklerini anlatıyorlar, ama aslında masalın adı şu: | Open Subtitles | أستمع للسكارى, وكأنني أستمع لقصة خيالية تدور حول صراع مع الوحوش بينما العنوان الحقيقي للقصة هو: |
Ama bu durumda,düşünüyorumda hikayede melodrama daha az yer verirdim. | Open Subtitles | ولكن في هذه الحالة, أظن أن الميلودراما مناسبة جدا للقصة |
MARSOC birimleri iki Kara Şahinle olay yerine uçuyor bizim adamları alıyor ama ilk birlik kapana kıstırılıyor ve ikinci birlik de hikâyeye göre sarin gazı salıyor. | Open Subtitles | وحدة مارسوك طارت في بلاك هاوك و امسكنا بجنودنا, ولكن الوحدة الثانية كانت قد تجاوزت و الوحدة الثانية تكملة للقصة |