beklemiyordun değil mi? | Open Subtitles | لم تتوقع هذا، صحيح؟ وهو أيضاً لن يتوقعه أرأيت يا بنيّ؟ لم تتوقع هذا، صحيح؟ |
Müzeye gidip eski ısı güdümlü füze çalacağımızı beklemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت حتى لم تتوقع أننا سنذهب للمتحف أو أننا سنسرق هذا الصاروخ المتتبع للحرارة |
Hemen haber beklemiyordun. | Open Subtitles | أراهن أنك لم تتوقع أن تسمعمني بهذه السرعة |
Ama ona göz kulak olmamı söylediğinde, terketmiş bir adamı beklemesini ummuyordun, değil mi? | Open Subtitles | لكن عندما طلبت مني أن أهتم بها، لم تتوقع حقا أنها ستنتظر رجلاً تركها و ذهب؟ |
Kafam karıştı. Bu fabrikayı sen kurdun. Bu problemleri tahmin edemedin mi? | Open Subtitles | لقد تجهيز مصنع أنت لم تتوقع هذه المشاكل. |
Ve böylece onunla ilişkisini bitirdi ama yine de, bunun olmasını hiç beklemiyordu. | Open Subtitles | وهكذا، أنهت علاقتها معه لكنها لم تتوقع حدوث هذا |
Eminim bunu tahmin edememişsindir. | Open Subtitles | اراهن انك لم تتوقع هذه آتية |
Kahrolası hırdavat dükkanından beni yaka paça kovarken... bunu beklemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أظن أنه بعد أن طردتني من متجرك للخردوات لم تتوقع حدوث ذلك، أليس كذلك؟ |
Sadece üçümüzün olacağını beklemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | لم تتوقع ان يكون نحن الثلاثة فقط , اليس كذك؟ |
- Sanırım bunu beklemiyordun, değil mi ihtiyar? | Open Subtitles | أراهن إنك لم تتوقع حدوث ذلك أليس كذلك, أيها العجوز؟ أينبغيّ أن أقول: |
Tabii ki de kolay olmayacak, ama bunu beklemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | لن يكون الامر سهلاً، لكنك لم تتوقع هذا، اليس كذلك؟ |
Bahse varım, bugün bilgisayarını açtığında böyle bir manzarayla karşılaşmayı beklemiyordun. | Open Subtitles | أراهن أنك لم تتوقع أبداً رؤية هذا عندما قمت بتشغيل جهاز الكمبيوتر الخاص بك اليوم |
Gününün böyle bitmesini beklemiyordun, değil mi kardeşim? | Open Subtitles | لم تتوقع أن ينتهي يومك هكذا ؟ اليس كذلك ؟ |
Benden bu kadar çabuk haber almayı beklemiyordun değil mi, Clarke? | Open Subtitles | لم تتوقع أن تسمع مني قريباً أليس كذلك كلارك؟ |
Tekrar görüşeceğimizi ummuyordun ha, Marco? | Open Subtitles | لم تتوقع بأنني سأراك مجدداً ، اليس كذلك يا (ماركو) ؟ |
Bunu tahmin edemedin ama. | Open Subtitles | أراهن انك لم تتوقع ذلك |
Bunu hiç beklemiyordu. | Open Subtitles | "لم تتوقع حدوث ذلك" |
- Eminim bunu tahmin edememişsindir. | Open Subtitles | ؟ ) -أراهن من أنك لم تتوقع هذا |
Ama ummadığı tek şey... kıskançlıktı. | Open Subtitles | لكن الشيء الوحيد الذي لم تتوقع ان تشعر به كان الغيرة |
Hiç tahmin etmedi, değil mi? | Open Subtitles | لم تتوقع حدوث هذا، صحيح؟ |
Ama Holt Easley'nin, onu bizden önce bulup gömeceğini hiç hesaba katmamıştın. Bu, onun hazinesi olacaktı. | Open Subtitles | ولكنك لم تتوقع أن القدر يخطفه قبلنا ويدفنه |