Carlton'u dava edemedin diye, şimdi babamı mı dava edeceksin? | Open Subtitles | لم تستطع أن تقاضي كارلتون، إذا الآن سوف تقاضي أبي؟ |
Ama Onu öyle feci yaktın ki ailesi kızlarını tanıyamadı. | Open Subtitles | لكن أحرقتها يشكل سيء و عائلتها لم تستطع التعرف عليها |
Gerçekten istediği 7 ekleri bir türlü ısmarlayamadığı için sadece bir tane istedi. | Open Subtitles | لم تستطع طلب السبع كعكات التي تريد لذا فطلبت واحدة |
İçinde kontrol edemediğin bir şeyler kıpırdattığını söyle. | Open Subtitles | اخبرها بانها حركت شئ ما بداخلك لم تستطع التحكم به |
Takip güçlerini kanyonlara geri getir. Bu programlar ordan çıkmayı asla başaramazlar. | Open Subtitles | أعد وحدات المطاردة إلى أماكنها هذه البرامج لم تستطع الهروب من قبل |
Ancak kontrol edemedi ve seni sonsuza dek geri getirdi. | Open Subtitles | لكنها لم تستطع التحكم بقواها فأعادتك للأبد |
Çünkü sen Richard gibi olmaya çalıştın ama olamadın. | Open Subtitles | لأنك تحاول أن تكون مثل ريتشارد،لكنك لم تستطع |
Çalmayı başaramadı, Onu bulacaklarını biliyordu. | Open Subtitles | عندما لم تستطع, أدركت بأنهم سيعثرون عليها |
kendi kararını vermeni tercih ederim, evlat ama veremiyorsan, fazla bekleyemem. | Open Subtitles | افضل ان تحسم رأيك يا بني لكن إذا لم تستطع فأنا لن انتظر طويلا |
Bu yüzden haksızlıkla mücadele edemedin, bu yüzden bu treni durduramazsın. Durdurmaktan söz eden oldu mu? | Open Subtitles | أنت مجرد شخص عادي ، ولهذا لم تستطع أن تجد العدالة ، ولهذا لا يمكنك أن توقف هذا القطار |
Sen beni mutlu edemedin diye başkasıyla da mutlu olmayayım mı? | Open Subtitles | لم تستطع إسعادي، لذا لن تدعني أكون سعيدة مع شخص آخر، هل هذا هو الأمر؟ |
Bana yardım edemedin ama onun hayatını kurtarabilirsin. | Open Subtitles | غاري حايسون ,واحد منا لم تستطع مساعدتي , لكن تستطيع انقاذ حياته |
0 gün Onu orda bırakmak hayatımın en büyük hatasıydı | Open Subtitles | لذا، إعتبرتها عدوي لذا، إختصرت الأمر ولكنها لم تستطع ذلك |
Laboratuarında Onu yakalayamamıştı, şimdi de kız Onu buraya getiriyor. | Open Subtitles | لم تستطع الوصول اليه في مختبره لذا قادته الى هنا |
İşlerin sonunu getirmezsin bir türlü, sonunda bir sorun çıkar hep. | Open Subtitles | إن لم تستطع إنهاؤه, ستصبح جزءاً من الجروح |
Oraya kadar gidip Onu nasıl kurtarmadığını bir türlü çözemedim. | Open Subtitles | لا يمكننى تخيل كيف واجهتهم بهذا الشكل و لم تستطع إنقاذه |
Kendini kontrol edemediğin için, pisliğin teki uyuşturucumu çaldı. | Open Subtitles | لم أعرِف أنها كانت شيطانة اِختلس بعض الحمقى كوكاينى لأنك لم تستطع التحكم في نفسك؟ |
Kendine yardım edemediğin için bana yardım etmek istedin. Bir de üzerine yüklü bir çek aldın. | Open Subtitles | لقد اخترت أن تساعدني لأنك لم تستطع مساعدة نفسك ، و هذه هي الفرصة |
Takip güçlerini kanyonlara geri getir. Bu programlar ordan çıkmayı asla başaramazlar. | Open Subtitles | أعد وحدات المطاردة إلى أماكنها هذه البرامج لم تستطع الهروب من قبل |
Annem arka kapıya boş yere, bir sürgü takmadan edemedi. | Open Subtitles | أمي لم تستطع الارتياح حتى تضع مزلاج قوي على الباب الخلفي |
Bir denizciyle evlenerek kariyerini bırakmasını istemedin ama engel olamadın. | Open Subtitles | لم تردها أن تتخلى عن مهنتها لتتزوج من بحار لكنك لم تستطع أن توقفها |
Ne yazık ki... bu küçük fahişe, kardeşimi heyecanlandırmayı başaramadı. | Open Subtitles | أنا مُحطّم العاهرة لم تستطع جعل قضيب أخي صلب |
Bu dünyalar teorisini kendi başına anlayamıyor musun? | Open Subtitles | لم تستطع معرفة نظرية العوالم من تلقاء نفسك؟ |