| Sersemlemiştin, nasıl tepki verceğini bilmiyordun, ve ne yapacağını da... | Open Subtitles | لقد كنت مصدوماً, لم تعرف كيف تتصرف, ولا ماذا تفعل.. |
| Arabama bakmalıydın. Ama hangisi olduğunu bilmiyordun, değil mi? | Open Subtitles | كان بإمكانك النظر فى سيارتى لم تعرف سيارتى , أليس كذلك ؟ |
| Caska sana öyle söyledi, çünkü ne yapacağını bilmiyordu. | Open Subtitles | قالت كاسكا ذلك لكَ لأنها لم تعرف ما تفعل |
| Elbette Maggie'nin bu şekilde kaçacağını bilmiyordu. | Open Subtitles | بالطبع ماغي لم تعرف بهذا لأنها كانت تركض وتندفع مبتعدة لمئة ياردة. |
| Hapiste olduğumu biliyorsun da, neden düştüğümü bilmiyor musun yani? | Open Subtitles | لقد اكتشفت انني كنت في السجن ولكن لم تعرف لماذا؟ |
| Annenle ilgili herşeyi bilmiyorsun, Sence benim annen gibi biriyle olma şansım varmıydı. | Open Subtitles | لم تعرف أمك أبداً .. لو أن شخص مثلي لديه فرصة لشخص مثلها |
| bilmiyorsan, senin yerinde olsam, öğrenmeye çalışırdım. | Open Subtitles | اذا لم تعرف سبب رحيله فسأبدأ فى البحث عنه اذا كنت مكانك |
| Ama bunu kapıyı açana kadar bilmiyordun. | Open Subtitles | ولكنك لم تعرف أنه ويلى الا بعد أن فتحت الباب , اليس كذلك ؟ |
| Sihirbaz sana bunu öğretmeden önce bu hileyi bilmiyordun, değil mi? Evet. | Open Subtitles | لم تعرف الخدعة قبل أن يعلمك الساحر، صحيح؟ |
| Bir yaşına kadar sen de hiç İngilizce bilmiyordun. | Open Subtitles | أنت لم تعرف الإنجليزيه طوال عامك الأول فى الحياه |
| Ücret bordrolorunu doldururken bunu bilmiyordun herhalde. | Open Subtitles | نعم, حسناً, أنت لم تعرف ذلك عندما ملأت نموذج الرواتب هذا |
| Yolda gelirken yemek için vaktinizin olup olmayacağını bilmiyordu. | Open Subtitles | لم تعرف إذا كان لديك الوقت لتأكلي على الطريق |
| Annen muhtemelen balayından dönene kadar hamile olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | وربما امك لم تعرف بحملها الا بعد شهر العسل |
| Münih olayından önce CIA "Kara Eylül" örgütünün olduğunu bile bilmiyordu. | Open Subtitles | المخابرات الامريكية لم تعرف شيئا عن سبتمبر الاسود الا بعد حادث ميونخ |
| Kimin yaptığını bilmiyor. Kurbanın öldüğü oteldeydi. | Open Subtitles | لم تعرف من ، لقد كانت في الفندق في مكان الجريمة |
| Henüz bilmiyor demek. Ona anlatamam, Phoebe. | Open Subtitles | ذلك يعني أنها لم تعرف بعد، لايمكنني إخبارها، فيبي |
| geçen seferki Baba rolünü biraz değişik bulmuş olabilirsin ve muhtemelen nedenini bilmiyorsun | Open Subtitles | ربما لاحظت بالأمس أن أبوك يتصرّف بغرابة وربما لم تعرف السبب |
| bilmiyorsan neden yazıyorsun ki? | Open Subtitles | إذ لم تعرف عن ماذا كان يتحدث فلم كتبته ؟ |
| Yani bu vagon tünelden çıkana kadar bir terslik olduğunu bilmiyordunuz öyle mi? | Open Subtitles | إذاً لم تعرف أن هناك أي شئ خاطئ حتى خرجت هذه العربة من النفق,صحيح؟ |
| Sonun nasıl olacağını bilmediğin için başlangıcı elbette yazamazdın. | Open Subtitles | لم يمكنك ان تكتب البداية لانك لم تعرف النهاية |
| Beni terk ederken bundan haberin yoktu, değil mi? | Open Subtitles | لم تعرف هذا عندما تخليت عني، صحيح؟ |
| Ben de çoğu gece Shakira'yla çıkıyorum, ama onun haberi yok. | Open Subtitles | و لكنها فى الواقع لم تعرف بذلك أنا جادة ، حقيقة |
| Bu bilgileri bilmiyormuş gibi ikinci ölümün olasılığını tartışmak gerçekten aptalca. | TED | وللجدل، عندئذ، فان فرصة الوفاة الثانية هي مثلما أنك لم تعرف تلك المعلومات هي بالفعل سخيفة جداً. |
| Annemin, olanlardan haberi yoktu ... | Open Subtitles | ماما لم تعرف شيء أبدا عما حدث بيني وبينه |
| Eğer kelimeleri bilmiyorsanız bu, kavramı anlamadığınız anlamına gelir ve bu nedenle kavramın bile bir olasılık olduğunu anlamazsınız. | TED | وإذا لم تعرف الكلمات، يعني أنه ليس بوسعك إدراك المعنى، وبالتالي، إن عدم إدراك ذلك المعنى يهدم احتمال وجوده. |
| Benim hatam. bilmezsen daha iyi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | إنه خطئي, ظننت أنك ستكون أفضل إذا لم تعرف |