Onların bisikletleri vardı, benim yoktu ama. Yaklaşan siren seslerini duyduk. | Open Subtitles | كان لديهم دراجات بينما لم يكن لديّ فسمعنا أصوات إنذار عالية |
Onların bisikletleri vardı, benim yoktu ama. Yaklaşan siren seslerini duyduk. | Open Subtitles | كان لديهم دراجات بينما لم يكن لديّ فسمعنا أصوات إنذار عالية |
Şu ana kadar benim yoktu.. | Open Subtitles | لم يكن لديّ واحدة قبل اليوم. |
Geldiğini bile göremedim. Savunma manevrası planım bile yoktu. | Open Subtitles | لم أرى ذلك قادم لم يكن لديّ حتى مناورة دفاعيّة مخطط لها |
Emekli olduğumda bir e-posta hesabım bile yoktu, şimdi şu hale bakın. | Open Subtitles | لم يكن لديّ عنوان بريد إلكتروني عندما تقاعدت، وإنظرا إلى الآن. |
Testosterona reaksiyon göstermediğimden ergenlikte göğüslerim çıktı ama hiç aknem olmadı veya tüylenme, vücut yağlanması olmadı. | TED | لا أستجيب للتستوستيرون، لذا خلال مرحلة البلوغ، نما ثدياي لكن لم يكن لديّ حب شباب قط أو شعر جسد أو دُهن جسد. |
benim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ أحد |
Yazmak ve yazar olmak istediğime dair en ufak şüphem bile yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ اي شك عن اني سأكتب,وسوف انجح ككاتب |
Koçun neden bağırdığı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu... | Open Subtitles | لم يكن لديّ أي فكرة عن سبب صراخ المدرب... |
Benim şok olmaya vaktim bile yoktu gerçi. | Open Subtitles | أنا لم يكن لديّ وقت لأصاب بالصدمة حتى |
Bundan haberim bile yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ فكرة |
Martha'nın yeteneklerini arttırmış olabilirim, ancak kaçtığından ve birisini incittiğinden haberim bile yoktu. | Open Subtitles | ربما أكون قد عززت قدرات (مارثا)، ولكن لم يكن لديّ أيّ فكرة أنها هربت، ناهيكَ، أن تؤذي شخص ما. |
15 yaşımdan beri bana ait bir yerim olmadı... | Open Subtitles | لم يكن لديّ مكان منذ أن كان عمري 15عاماً. |
Geez,Menüye bakma fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لديّ حتّى فرصة للنّظر إلى القائمة |
Tamam, hiçbir zaman gerçekten kardeşlerim olmadı, onun için büyük aileler nasıldır bilmem. | Open Subtitles | , حسناً , لم يكن لديّ اخوة و اخوات لذا لا أعرف كيف تسير العائلات الكبيرة |