| Ama bana güven, petrol kazınla ilgili kimseye tek bir kelime söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ثق بي، أنا لن أخبر كلمة واحدة لأي أحد بشأن تنقيبك للنفط |
| Çünkü dünyadaki az sayıda kadın kalp nakli cerrahlarından biri hastanende çalışıyor ve ben hastamla kız kardeşine kalbi alamayacaklarını söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لأنك تملكين المرأة الوحيدة المتخصصة في جراحة زراعة القلب في العالم وأنا لن أخبر شقيقة مريضتي أنها لن تحظى بذلك القلب |
| Sana ne olduğunu veya neler olduğunu bilmiyorum ya da ne yaptığını bilmiyorum ama kimseye bir şey söylemeyeceğim ve hatta seni gördüğümü de söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أجهل ماذا يحصل معك أو ماذا حصل، أو ماذا فعلتما ولكني لن أخبر أحداً بأي شيء، ولن أقول حتى أنني إلتقيت بك. |
| Sen kimseye Avcı olduğumu söyleme, ben de senin salak olduğunu söylemem. | Open Subtitles | أنت لن تخبر أحد أنني المبيدة وأنا لن أخبر أحد أنك حمقاء |
| Anlatsaydım gerçekten çok kızardı ama tabii ki bunu kimseye söylemem. | Open Subtitles | لقد جعله هذا قلقًا جدًا جدًا لكن بالتأكيد لن أخبر أحد |
| O babaya, katilinin protokol yüzünden kaçtığını söyleyemem. | Open Subtitles | لن أخبر ذلك للبابا أفلت القاتل بسبب النظام |
| Ne onun yapmaya çalıştıklarını, ne de sizin yaptıklarınızı kimseye anlatmayacağım. | Open Subtitles | لن أخبر أحد ماذا حاول أن يفعل ولا ما فعلت أنت |
| Her şey sona erene kadar Gestapo'ya bir kelime bile söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أخبر الشرطة النازية بشيء الى أن تنتهى الخِدمة |
| Köpeği ben de geri istediğim için anneme ve babama söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أخبر أمّي وأبي ولكن فقط لأني أريد الكلب. |
| - Ona daha söylemedin mi? Yalnızca güzel beyaz saçlı bir kadına söyledim kimseye söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لقد وعدت سيدة جميلة ذات شعر أبيض بأنني لن أخبر أحد. |
| Yardımına ihtiyacım var. Hiç kimseye bir şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا أحتاج مساعدتك أنا لن أخبر أحدا بأى شىء |
| Yemin ederim kimseye senin kim olduğunu ya da nerede yaşadığını söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أقسم أنني لن أخبر أحدا المكان الذي تعيش فيه أو ما تبدو عليه |
| Ama bu insanlara özel hayatım hakkında bilmeleri gerekmeyen hiçbir şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ولكني لن أخبر هؤلاء الناس أشياء عن حياتي الخاصة ليسوا في حاجة إلى معرفتها |
| Bu insanlara özel hayatım hakkında bilmeleri gerekmeyen hiçbir şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أخبر هؤلاء الناس اي شيء عن حياتي الخاصة ليسوا في حاجة إلى معرفته |
| Bir şey söylemem için yemin ettirdi. | Open Subtitles | في النهاية جعلتني أقسم بأني لن أخبر أحداً بما رأيته |
| Anlamıyorsun. Kimseye söylemem. Sadece bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنت لم تفهم , أنا لن أخبر أحد كل ما أريدهـ هو أن أعرف |
| Kustuğunu kimseye söylemem. Haydi, elini uzat. | Open Subtitles | تيم, لن أخبر أحدا بأنك تقيأت أعطنى يدك فحسب |
| Hadi, Candace. Bana söyleyebilirsin. Kimseye söylemem. | Open Subtitles | هيا، كاندي، يمكنكِ أن تخبريني لن أخبر أي أحد |
| Amcama Kuzey İngiltere'nin en büyük şehrini kaybettiğimi söyleyemem. | Open Subtitles | لن أخبر عمى إننى أضعت أكبر مدينة فى الشمال. هيا! |
| Bu kez olanları kimseye anlatmayacağım. Nasıl olsa kimse inanmıyor. | Open Subtitles | لا، لن أخبر أي شخص هذا وقت لأن لا أحد يعتقدك على أية حال. |
| Monroe'yle Rosalee'ye, Nick'in artık Grimm olmadığını kimseye söylemeyeceğim demiştim. | Open Subtitles | بأنني لن أخبر أحدا بأن "نيك" لم يعد غريم بعد الآن، |
| Durum buysa, sorun değil. Kimseye anlatmam. | Open Subtitles | إن كان هذا هو موقفك فلا تخف، لن أخبر أحد |
| Sen söylemezsen ben de söylemem. | Open Subtitles | لن أخبر أى شخص بأى شيء إذا كُنتِ لا تودين ذلك |