Kanını mı istiyorsun? Onunla işim bittiğinde şişe kapağını dolduracak kadar kan kalmayacak. | Open Subtitles | تحتاجين إلي دمائها عندما أنتهي منها لن يبقي ما يكفي ليملأ غطاء زجاجة |
Buraya çektiğimizde, yerlilerin birkaç eski yaka düğmesi ve paslı saç tokalarından başka bir şeyleri kalmayacak. | Open Subtitles | عندما نخرج من هنا، المواطنين لن يبقي لديهم شيئ سوى بعض أزرار الياقات ومشابك شعر صدئة |
Binlerce yerli orada sizi bekliyor, ve işleri bittiğinde, sizden eser kalmayacak. | Open Subtitles | يوجد الآف الهنود بالأسفل عندما يتمكنون منك لن يبقي منك شيئاً |
Dr. Cross'un Haven'da kalması için bir nedeni kalmaz. | Open Subtitles | لن يبقي للدكتورة كروس اي سبب للبقاء في هايفن |
Eğer insanların ne düşündüklerini önceden tahmin edemezsen onlara verecek bir şans kalmaz. | Open Subtitles | أذا كنت جيدآ في معرفة ...طريقة تفكير البشر لن يبقي شيء للحظ |
Birileri bunu durdurmazsa, neyin nerede olduğunu bilen kimse kalmayacak. | Open Subtitles | قبل أن يعرف أي أحد أين هم لذا لن يبقي أي أحد لكي يعرف ماذا حدث |
Senin gidecek hiçbir yerin kalmayacak, cehennem sürtüğü! | Open Subtitles | وعندها , يا ساقطة الجحيم لن يبقي لديك مكان لتذهبي إليه |
eğer gemiden atlarlarsa, risk bölgesine, küçük hücum harekâtınızı finanse edecek hiçbir şeyiniz kalmayacak, ki hâlâ kârlı finansal malzemeniz var. | Open Subtitles | لن يبقي لك شئ ليمول طلعاتك القصيرة داخل أرض الصكوك المالية المربحة والمليئة بالمخاطرة في نفس الوقت |
Geriye bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | لن يبقي شيء انتهي كل شيء |
- Çünkü yüzünden eser kalmayacak. - Haydi. | Open Subtitles | لن يبقي في وجهك غيرها |
Yakında geriye platform kalmayacak. | Open Subtitles | قريبا لن يبقي اية منصات |
Bay Jang! Arazimi de evimi de alırsanız gidecek bir yerim kalmaz. | Open Subtitles | .. سيد (جانج) إن أخذت أرضي . لن يبقي لي مكان لأذهب إليه |
Sonra da elimizde hiçbir şey kalmaz. | Open Subtitles | -وحينها لن يبقي لنا شيء |