| Eğer bir özür bekleniyor ise, eminim ki bu özrü yapmaya hazırdır. | Open Subtitles | لو ان هناك ثمه اعتذار مطلوب منه فانا و اثق انه قد استعد لذلك |
| Son olarak, Eğer bir yanlışlık olduysa, bunu hastaya söylemeyin.. | Open Subtitles | اخير ايها الاطباء لو ان هناك خطأ لا تعترف للمريض به |
| Güzel çünkü Eğer bir kriz daha olursa bir milyon ufak parçaya ayrılacağım. | Open Subtitles | جيد , لأني اظن أني سأتحطم إلى مليون جزء لو ان هناك مشكلة اخرى |
| Fiona, tatlım. Bildiğim birtek şey varsa. O da aşkın.. | Open Subtitles | فيونا لو ان هناك شئ واحد اعرفه هو هذا الحب |
| Oyun şuydu: eğer herhangi bir şekilde geri dönmeme ihtimalim varsa o bundan bahsetmezdi, ben de bahsetmezdim. | Open Subtitles | اللعبة كانت لو ان هناك احتمال لعدم عودتى هى لن تخبرنى وانا لن اخبرها |
| Konuşacak biri var mı diye bakalım. Boş kiliseler beni dehşete düşürüyor. | Open Subtitles | لنري لو ان هناك شخص ما نتحدث اليه الكنائس الفارغه تصيبني بالرعب |
| Yaşayan kimse var mı diye görmek için, düşmanın pozisyonunda bir müfrezeyi takip ettim. | Open Subtitles | تبعت الفرقة إلى خطوط العدو لنرى لو ان هناك أحد حي |
| Yapabileceğim bir şey olursa, beni arayın. İyi günler. | Open Subtitles | لو ان هناك اى شئ تحتاجينه فيما بعد اخبرينى, يومك سعيد |
| Yapabileceğim bir şey varsa, beni aramaktan çekinme. | Open Subtitles | لو ان هناك أي شيء بمقدوري إياك ان تتردي فى مكالمتي |
| - Eğer bir mesele olursa, burada güvende olursun - Beni bunlar hala endişelendiriyor.. | Open Subtitles | لو ان هناك اي مشاكل ستكونين بامان هنا - و لكن هذا الامر يقلقني - |
| Eğer bir şey olsaydı haberim olurdu. | Open Subtitles | لكنت سأعرف لو ان هناك شئ بينهما |
| Eğer bir köstebek varsa ve haber verirsek Musa'yı götürürler. | Open Subtitles | لماذا ؟ لو ان هناك جاسوسا , فسيعرف بشان هذا (سوف يُخرجون (موسى |
| Polisi arayacak biri varsa o da benim. | Open Subtitles | اهدأى , لو ان هناك شخصاً سيتصل بالشرطة سيكون انا هذا الشخص |
| Eğer hayatımın bir anlamı varsa o da bu. | Open Subtitles | لو ان هناك معني لحياتي فهذا هو |
| Ölen diğer iki kişi hakkında sizin bulamadığınız bir şey var mı diye bakmak için aileleriyle görüşmek isterim. | Open Subtitles | الاثنين الاخران الذين ماتوا، اود التحدث الي عائلتهم, لكي اري لو ان هناك اي شيء لم تجده انت. |
| Yardım edebileceğim bir şey var mı diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | اردت فقط رؤيتك و اعلم لو ان هناك ما استطيع فعله |
| Üzgünüm, keşke Yapabileceğim bir şey olsaydı. | Open Subtitles | انا آسف، تمنيت لو ان هناك شئ ما استطيع فعله بهذا الشأن |
| Keşke senin için Yapabileceğim bir şey olsaydı. | Open Subtitles | اتمنى لو ان هناك شيئ مميز استطيع فعله لك |