ويكيبيديا

    "ليتحدث" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • konuşmaya
        
    • konuşmak için
        
    • konuşacak
        
    • konuşması
        
    • konuşmasını
        
    • konuşsun
        
    • Konuşma
        
    • konuştuğun için
        
    • konuşacağı
        
    Muhtemelen, bizimle konuşmaya ömrü yetmeyecek ve sen de bunu biliyorsun. Open Subtitles من المحتمل أنه لن يعيش كفاية ليتحدث الينا وانت تعرف هذا
    Şeflerden biri benimle konuşmaya geldi, tabağımı bitirdim, ve konuşmanın ortasında konuşmasını kesti, ve tabağıma hiddetle bakmaya başladı. TED أتى طباخ ليتحدث إلي، أنهيت طبقي، وفي منتصف حديثنا، توقف عن الكلام وبدأ ينظر عابساً إلى طبقي.
    Bizimle konuşmak için zaman ayıran profesyonel bir öğretmen o. Open Subtitles أنه معلم محترف والذي فرغ لنا من وقته ليتحدث معنا
    Kızılderililerle konuşmak için evi temelli terk ettiğinde serüvenleri hakkındaki bütün yazıları okudum. Open Subtitles عندما غادر المنزل ليتحدث نيابة عن الهنود،مرّة ونهائياً قرأت كُل مقالة على مآثره
    Bunu yapan bir insan olmak zorunda olduğum insan, buraya gelip sizinle konuşacak türde biri değildir. Open Subtitles نوعية الشخص الذى يجب أن يفعل هذا هى التى يجب أن اكون عليها وليس نوعية الشخص الذى سيأتى ليتحدث اليكى
    Bence bir beyefendinin bir leydiyle konuşması için garip bir yol. Open Subtitles مازلت أعتقد بأنه تصرف غريب من رجل محترم ليتحدث مع سيدة
    Eğer burada kimse, bu iki insanın birleşmemesini gerektiren bir neden biliyorsa... şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun. Open Subtitles إذا كان هناك أحد من الحاضرين يعترض على أن يعيشا معاً بالحياة المقدسة، ليتحدث الآن، أو ليصمت إلى الأبد.
    - Bilmem. Polislerle konuşmaya cesaret eden tek dok işçisi benim oğlumdu. Open Subtitles كان الصياد الوحيد الذى لديه الشجاعه ليتحدث مع المحققين
    Bayan Bates'le konuşmaya gideceğini söylemiş. Open Subtitles لقد قال لنا انه سوف يذهب ليتحدث مع مسز باتس
    Yeni mülk sahibi bir iki gün içinde sizinle konuşmaya gelecek. Open Subtitles المالك الجديد سيأت في غضون أيام ليتحدث معكم
    Ve eğer gazetecinin elinde bir şeyler varsa, eminim bizimle konuşmaya gelecektir. Open Subtitles وثق أنه إن كان لدى ذلك المراسل شيئاً... ، سيأتي ليتحدث معنا
    Adam tren kalkmadan önce onunla konuşmak için yola çıkıyor. Open Subtitles آدم في طريقه إلى هناك الآن ليتحدث معه قبل أن يرحل القطار
    Büyük ihtimalle, buraya gelip benimle özel olarak konuşmak için fırsat kolluyordu. Evet. Open Subtitles وكان ينتظر الفرصة للنزول ليتحدث على انفراد معى
    Romadan bizimle İtalyan bilimadamlarınca hazırlanmış en çok bilinen... ırklar ayetini konuşmak için geldi . Open Subtitles جاء من روما ليتحدث معنا حول بيان الجنس العام أنه من أكثر المثقفين الرائعين ويعتبر من العلماء الإيطالين
    Eminim bu sabah konuşacak çok şeyi vardır. Open Subtitles أراهن أن لديه الكثير ليتحدث عنه هذا الصباح
    konuşacak kimsesi yoktu ve bir çeşit yönlendirme arıyordu. Open Subtitles وبما أنه لايوجد أحد ليتحدث معه كان يبحث عن علامةٍ ما
    Çok yalnızlık çekiyordu. konuşacak hiç kimsesi yoktu. Open Subtitles كانت وحدة بشعة بالنسبة له لم يكن يجد احد ليتحدث معه
    Benimle konuşması için bir nedeni yok. Henüz yok yani. Open Subtitles ليس لديه دافع ليتحدث معي ليس بعد على أي حال
    Gidip birisiyle konuşayım mı yoksa onların gelip benimle konuşmasını mı bekleyeyim? Open Subtitles ولكن أعني هل سأذهب وأتحدث إلى أيّ شخص أم سأنتظر أحد ليتحدث معي؟
    Afgan askerlerden biri konuşsun. Open Subtitles أحضر أحد أفراد الجيش الوطني الأفغاني .ليتحدث معهم
    Şu an muhtemelen çalışmayı yeğlerdi ama biz kalkıp Konuşma yapması için onu zorla buraya getirttik. Open Subtitles إنَّهُ على الأغلب يُفضل أن يكون بعمله الآن، لكننا ضغطنا عليه ليتحدث اليوم.
    - Joey, tatlım, dün benimle patronum hakkında konuştuğun için teşekkürler. Open Subtitles شكرا ليتحدث معي أمس حول هذا الشيء مع مدرب بلدي.
    İnsanların 400 yıldan fazla zaman geçtikten sonra hala konuşacağı bir şey yapmış olmayı düşünmek hoşuma gidiyor. Open Subtitles أحب أن أفكر بأنني ما زلت أستطيع فعل شيء ليتحدث عنه الناس لأكثر من أربعة قرون قادمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد