ويكيبيديا

    "ليس أكثر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • fazla değil
        
    • Artık değil
        
    • kadar değil
        
    • fazlası değil
        
    • o kadar
        
    • değildir
        
    • hepsi bu
        
    • şey değil
        
    • Artık yok
        
    • daha fazla
        
    • fazlasını değil
        
    Her zamankinden fazla değil, şef. Şimdi neden bir fark olsun ki? Open Subtitles ليس أكثر من العادة يا رئيس لماذا يجب أن تكون الأشياء مختلفة؟
    Her zamankinden fazla değil, şef. Şimdi neden bir fark olsun ki? Open Subtitles ليس أكثر من العادة يا رئيس لماذا يجب أن تكون الأشياء مختلفة؟
    Babam porno yıldızıydı, ama Artık değil. Open Subtitles أبي كان نجم أفلام إباحية لكن ليس أكثر من ذلك
    Senin hakkındaki 2.5 cm kalınlığında olan dosyası kadar değil. Open Subtitles ليس أكثر إثارة من الملف الغليظ الذي كان يمتلكهُ بخصوصكَ.
    Görüp görebileceği şey, elektrokimyasal sinyaller, farklı veri kablolarından gelen sinyaller ve tek işleyeceği şey bu, fazlası değil. TED العقل لا يرى سوى الإشارات الكهروكيميائية والتي تأتيه عبر وصلات مختلفة وهذا كل ما في الأمر، ليس أكثر من ذلك
    - Herkesten fazla değil. - Benden daha azdır, eminim. Open Subtitles ـ ليس أكثر منك ـ أقل بكثير مني ، أنا متأكد
    Benden nefret ettiğini biliyorum Zeyna... kendimden nefret ettiğimden daha fazla değil. Open Subtitles أعلم بأنك تكرهيني ليس أكثر مما أكره نفسي
    - Çok fazla değil sanırım daha çok üzülüyorum. Open Subtitles . ليس كثيراً . ليس أكثر من الشعور بالحزن
    Her zaman aynı çocuğu, tatlı, gül renkli bir kız, iki yaşından fazla değil. Open Subtitles إنها دائماً نفس الشئ فتاة عذبة باسمة عمرها ليس أكثر من عامين
    Ve bu çoğumuz için, hayat boyunca beş ya da on kişiden fazla değil. Open Subtitles وللكثير منا , أعني ليس أكثر من 5 أشخاص أو 10 طوال حياتنا
    Yani gücü arttıralım ama çok da fazla değil, öyle mi? Open Subtitles ، لذا حرك العصير لكن ليس أكثر من اللازم ؟
    Artık değil. Şuna bir bak. Geekman ile arkadaşlık yapıyor. Open Subtitles حسنا ، ليس أكثر من أنني أنظر اليه ' هو من أصدقاء "جيكمان"
    Eğer Dietrich bunun bir parçasıysa, Artık değil. Open Subtitles إذا كان ديتريتش جزء من هذا هو ليس أكثر
    Bir orkestrada, ama Artık değil. Open Subtitles في الاوركسترا , ولكن ليس أكثر من ذلك.
    Bir zamanlar, Granada'yı Moorlardan alacağını söylemiş olan kadın kadar değil! Open Subtitles ليس أكثر من المرأة التي قالت أنها يجب . أن تأخذ غرناطة من قبضة مسلمي أفريقيا
    Ama benim kadar değil. Open Subtitles لديه الكثيـر ليقوله يا جاك لكن ليس أكثر مني
    Şimdi burada senin bir parçanım, daha fazlası değil. Open Subtitles أنا مجرد جزء ضئيل من هنا, والآن. ليس أكثر من ذلك.
    - Ben o kadar sarhoş olmadım. - Buna alışıksındır eminim. Open Subtitles ـ ليس أكثر منيّ ـ أنك معتاد على هذا، أنا واثق
    Bu evin dışını boyayıp içinin değişmesini istemekten başka bir şey değildir. Open Subtitles ليس أكثر من دهان منزل يمكنه تغير الأشياء التي تحصل في داخله
    Bunun sıradan bir tatbikat olması gerekiyordu, hepsi bu. Yani bu bir kurtarma görevi değil mi? Open Subtitles كان من المفترض أن يكون تدريبا روتينيا ليس أكثر
    150 yıllık kağıt, küçük bir çamaşır topundan başka bir şey değil artık. Open Subtitles والآن هو ليس أكثر من كرة الغسيل صغيرة من الورق عمرها 150 عاما.
    Aramızda bir bağ var. Artık yok. Open Subtitles . نحن لدينا إرتباط . نعم ، ليس أكثر
    Baharın gelmesini her zamankinden daha fazla istiyordum. Open Subtitles ليس أكثر من اننى أتمكن من جلب الربيع قبل موعده
    O sekiz kelleyi gönderdiğin zaman senin için olduğundan fazlasını değil. Open Subtitles ليس أكثر مما كان هدفك, حين أرسلت الرؤوس ال8 المقطوعة .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد